İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, nihayet bir basın toplantısı yapabildi sonunda.

Balıkçı Lokantası’nda İngiltere Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott’la görüşmesini doğruladı.

Ondan önce de Kahraman Balıkçı görüşmenin gerçekleştiğini açıklamıştı.

Kar yağışının devam ettiği, trafiğin felce uğradığı bir zamanda bu görüşmenin neden yapıldığını İmamoğlu’nun hararetli savunuculuğunu yapan gazeteciler ve siyasiler de sorguluyor.

İmamoğlu, mobese kamera kayıtlarının kimler tarafından servis edildiğini soruyor. Görüşme gizli saklı bir görüşme değil ki, sorgulansın.

İmamoğlu’nun Uzun Bacaklı Adamla görüşmesi bir ay önceden belirlenmiş. Lokanta rezervasyonu da bir ay önce yapılmış.

Uzun Bacaklı Adam’ın istihbarat servisi o lokantaya saatler öncesinden gelmiştir, pişirilen balıktan servis edilen yemeğin her aşamasına kadar işin başındadır. Yenecek balığı bile kendileri götürmüş olabilir. Aynı zamanda Türk İstihbaratı da takiptedir, çünkü Büyükelçi’nin başına bir zeval gelmemesi bulunduğu ülkelerin aslî görevidir.

İngiliz istihbaratı müsaade etmeden o lokantadan tek kare resim alınmaz. Resim alınmasını bırakın haber dahi yapılmasına müsaade edilmez.

İmamoğlu mobese kameralarına kilitlendiği için kendi taraftarlarının resimdeki kısa kollu tişörtlü adamı görüp de pardesülü adamı göremediği gibi akıl almaz bir körlük yaşıyor.

O resim üzerinden algı oluşturmaya kalkışanların nasıl rezil oldukları üzerinde durmaya gerek yok. Bunlar, resmi bütün olarak görme yetilerini doğuştan yitirmiş insanlar!

Uzun uzadıya değerlendirmeler yapılabilir.

Millet ittifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olabilecek kişileri sıralayarak son bir hafta içinde Millet İtifakı’nın üst düzey yöneticilerinin açıklamalarını da boy sırasına dizdiğimizde, Uzun Bacaklı Adam’ın, Kahraman Balıkçı eliyle servis ettirilen sazanı afiyetle nasıl yediğini görebiliriz.

İmamoğlu sudan çıkmış balık gibi çırpındığı hayalini yaşıyor, hâlâ Uzun Bacaklı Adam’ın midesine indiğinin farkında değil.

Sazan göz dolduramadığında mideyi doyurur!