1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Türkiye’nin siyasilere ihtiyacı vardır, siyasetçilere değil!
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Türkiye’nin siyasilere ihtiyacı vardır, siyasetçilere değil!

A+A-

Birbirinden farklı olmayan iki kelimeye yüklediğim anlam çok farklı.

Siyasetçi belli bir siyasi düşüncenin taşıyıcısı ya da kendisine verilen görevi yerine getirdiği süre içinde siyaset yapabilen insan.

Siyasi insana birilerinin bir görev vermesi gerekmez, o kendi siyasi düşüncesinin fikri olarak taşıyıcısı ve pratik alan bulduğunda da uygulayıcısıdır.

Siyasetçinin yerel pazarlıkları diş kovuğunu doldurmaz, siyasetin merkezine de ancak diş kirası olarak kendini taşıyabilir.

Siyasi kişiler pazarlığı olmayan, olsa da kırmızı çizgilerini koruyan kişilerdir, onların önceliği istikametlerinin olmasıdır ve dert sahibi olmalarıdır.

Siyasi kimliği üzerinde taşıyan kişilerin dertleri, dertli insanları bulduran bir pusuladır.

Dert insana nitelikli insan da buldurur, liyakat sahibi insan da.

Siyasetçinin derdi göze girmek, göz doldurmak, gözden ırak olmamaktır.

Siyasi kişilikler fırsatı kollamaz, siyasetçi kimseler “Fırsatın kazası olmaz” ilkesinin bütün ilkesizliklerini bünyelerinde barındırır.

Siyasetçiler kendi yapıları içinde ilkeleri vakalara, vakaları olgulara, olguları algılara hiç düşünmeden kurban verebilir.

Algı, şek ve şüphe olmayan yalanlardır.

Siyasi kimlik taşıyan kişiler ilelebet bu kimliklerini korumakta zorlanır, gün gelir, siyasiler de siyasetçiler gibi rıhtıma yaklaşan, kendilerinin hatırlanmasını isteyen isteklere yenik düşer.

Siyasi hatıraların bir hatıra dönüşmesini isteyen siyasilerin siyasetçilerle buluşmasında, onlara dava adamı kimliği saygınlık kazandırsa da, bulundukları ortamda saygı geçmişe duyulmaz, sıfatlaradır.

Siyaset siyasetçilerle yapılmaktadır, her siyasetçinin gözbebeği de varlıklı insanlar olmaktadır, varlıklı insanların ya da varlıklı insanların yamacında olan kişilerin bahtı açıktır.

Siyasetçi devleti yönetecek güce eriştiğinde siyasi istekleri yerine getiren, diğer tarafta da kendi isteklerini siyasi obezitenin midesine taşıma alışkanlığı kazanır.

Siyasi kimlikten uzaklaşan siyasetçinin yakınına farklı insanların yakınlaşması kaçınılmazdır, siyasi kimlik ne kadar kaybedilirse, o kadar yama başlar, bu yamanın adı ittifaktır, yama büyüdükçe de kendi rengi küçülür.

Siyasetçiler ihtilafların celladıdır, siyasiler ihtilafların bereket olduğuna inanır.

Siyasetçiler teslimiyet ister, siyasiler inanmadığı bir insanın kendi düşüncelerini onaylamasından dahi haz duymaz, çünkü onlar için kendisine değil düşünceye olan inanç esastır.

Siyaseti büyütecek olan siyasilerdir, siyasetçiler değildir; siyasilere tahammül edemeyen siyasetçiler, başka siyasetçilerin ağız kokusunu çekmeye mahkumdur.

Türkiye’nin derdi olan siyasilere ihtiyacı vardır, siyasetçilere değil!

Önceki ve Sonraki Yazılar