Siyasi sübyancılık!
2015 Yılı’nın Nisan ayında Meclis Başkanlığı yapan Bülent Arınç ve Köksal Toptan’ın imzasıyla eski T.B.M.M. Başkanlarına oda tahsis edilmesi talebi kabul edilmiş, ayrıca 3 de personel görevlendirilmişti. Milletvekillikleri sona eren Meclis Başkanları da bu haktan yararlanabiliyor.
Bülent Arınç, Manisa’da katıldığı iftar programında Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliğine atanmasını heyecanla, gururla açıkladı. Orada bir şey daha söyledi; “Manisalıları Cumhurbaşkanlığı'na da bekliyorum” dedi.
Cumhurbaşkanlığında bir makam edinmesinin ayrıcalığı ayrı bir keyf vermişe benziyor.
Arınç siyasi geçmişi akçeli işlerle anılmayan belki de en temiz siyasetçi. Adam makamı, temsil yetkisini seviyor. Yaşını başını almış insan da olsa ruh kendini genç hissediyor. Mecliste odası var, Cumhurbaşkanlığında da odası olacak, gelenlerle siyasi anılarını paylaşırken, bazılarının talimatla işlerini çözüme kavuştururken, çay, meyve servisini yapacak personel, kendisini makamlara bağlayacak sekreter, bir de makam aracını kullanacak şoför ve koruma olduktan sonra insan ne ister daha bu hayatta.
Deniz Baykal’ın o hasta haliyde milletvekilliğine ihtiyacı mı vardı? Bu ayrı bir dünya, yaşamayanların bilemeyeceği, kavrayamayacağı, öbür alem gibi bir dünya!
Abdulkadir Aksu VakıfBank Yönetim Kurulu Başkanlığına getirildi. Erdoğan eski siyasetçileri bir yerlere atamaya başladı. Kendinin hatırlanmasını bekleyenler de sırada bekliyordur.
VakıfBank tarafından Kamuyu Aydınlatma Platformunda yapılan açıklamada, bankanın olağan genel kurul toplantısında eski İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Abdi Serdar Üstünsalih, Şahap Kavcıoğlu, Adnan Ertem, Şahin Uğur, Dilek Yüksel, Serdar Tunçbilek, Sadık Yakut ve Cemil Ragıp Ertem’in 3 yıl süre ile görev yapmak üzere yönetim kurulu üyesi olarak seçilmesine karar verildiği bildirildi.
Faruk Çelik de Ziraat Bankası Yönetim Kurulu Üyeliğine getirildi.
Bu hırsı üzerinde taşıyanların her türlü eleştirileri de insana yavan geliyor.
İmtiyaz ilk insanlık tarihinin başlangıcından sonuna kadar tedavisi mümkün olmayan bir hastalık olarak devam edecektir. Siyasi makamda kısa süreli-uzun süreli bulunan insanların tek hayali eski günlere kavuşma hayalidir, yaş sadece siyasette sınır tanımıyor.
Deniz Baykal’ın o hasta haliyde milletvekilliğine ihtiyacı mı vardı? Bu ayrı bir dünya, yaşamayanların bilemeyeceği, kavrayamayacağı, öbür alem gibi bir dünya!
“Siyasi sübyancılık” kavramını literatürümüze kazandırmak istemezdim.