28 Şubat döneminde mangalda kül bırakmayan radikal İslamcı arkadaşların nasıl kül olduklarını da gördüm, 'devlet laiktir, müslüman laik olamaz' diyenlerin sekülerizme gizli aşk taşıdıklarını da gördüm. İslam’ın yasakladıklarıyla kol kola gezen insanların çoğunlukta olduğu -halkı Müslüman- bir ülkede yaşıyoruz, tek farkımız partilerimiz, hiçbir farkımız kalmadı.

***

Birlikte oturup kalktığım insanları uyaranlar oluyordu, hâlâ da vardır, "Zarar verebilirmişim."

Ticaretine, kariyerine, makamına zarar gelmesinden çekinen insanlar, ahiretlerine zarar gelmesinden çekinmediler.

O günler geride kaldı, şimdi aynı şeyleri söyleyen, kul halkından bahseden insanların sayısı çoğaldı.

Nerede, hangi makamda olursak olalım, kul olduğumuzun bilincinde olarak Müslümanca yaşayacağız.

Yaratılış gayemiz de budur, sınavımız da!

***

Haddi aşanların haddini bildirdiğin gibi Allah'ın arzından daha geniştir Cennet, ıslahını da istemeli insan.

***

AK Parti'ye ya da kurucu lideri Erdoğan'a destek vermek muhaliflere ve trenden inenlerle, indirilenlere vurmakla olacak iş değildir.

Erdoğan'ın etrafında kimler varken daha iyiydi, kimler varken daha kötüye gitti ona bakmak gerekir.

Kişisel hesabı olanlar gitti diyelim, kişisel hesabı olanlar da yanında yer almadı mı?

Geçmişte birlikte olduğun insanları görmezden gelir ya da karşına alırsan gün gelir pazarlık yapmak zorunda kalırsın.

Bütün partiler, medya, terör örgütlerinin siyasi ve bürokrasi güçleri karşımızdayken 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan %51.79 oy aldı, 2018'de Cumhur İttifakı'nda aldığı oy %52.59; aradaki oy fazlalığı sadece %0.8.

Bizim ittifaklara ihtiyacımız yok, birbirimize kenetlenelim yeterli, ittifak da olmalı ama ihtiyaçtan dolayı değil en güçlü zamanımızda paylaşmayı bilen siyasi öngörümüz ve anlayışımızdan dolayı olmalıdır.

***

Bütün peygamberler yaşadıkları toplumda önce idarecileri ve yöneticileri adaletli olmaya davet etmiştir.

Haksızlıklar karşısında ne hami ne amca ne de oğullarını tanımışlardır.

Namaz da, zekat da, hac da sonraki iştir.

Günümüzde Kur'an'ın tamamı elimizdedir, hepsinden sorumluyuz, yine de önceliğimiz toplumdaki adaleti sağlamak olmalıdır.

Zekat ayetlerini, namaz ayetlerini hararetle anlatan insanlar, zalimlik, adaletsizlik, hak, hukuk ve liyakat eyetlerini aynı heves ve heyecanla anlatamamaktadır. Diğer ayetlerde Allah korkusu öne çıkarılmaktadır, adalet, hak ve hukuk ayetlerinde yönetici ve idarecilerden korkulmaktadır.

Siyasette ve sivil toplum örgütlerinde sınıf ayrımı olduğu sürece eşitlikten ve adaletten istediğimiz kadar bahsedelim, istenilen adalet hep üst sınıflarla eşitliğimiz, alt sınıflarla aramızı açmaktan ibaret olacaktır.

Müslüman olmanın ilk şartı sınıf üstünlüğünü ayaklarının altına almaktır, ayak altında ezileceğini bilsen de!