LGBT; lezbiyen, gey, biseksüel ve travestilerin biraraya geldiği topluluğun adı.

Boğaziçi üzerinden Tayyip karşıtları tarafından LGBT’liler meşrulaştırılıyor!

Üniversitelere rektör atamasının usul ve esasları Boğaziçi Üniversitesi üzerinden yapılacak bir sorgulama değildir.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Melih Bulu’nun yeterliliği üzerine konuşmaları askıya alıyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atamasının altına bir imza da ben atıyor ve Rektör Melih Bulu’nun en yeterli en yetkin Rektör olduğunu söylüyorum.

Bunu gelinen noktada sahiplenme anlamında söylüyorum, yaşanan süreç bana bunu söyletiyor.

Bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan rektör atama yetkisini yasadan alıyor, bu yetkiyi kendisine millet verdi.

Yetki doğru değilse kamuoyu oluşturmakla birlikte yasal düzenlemenin çalışmaları yapılır ve meclisten çıkarılabilecek bir çoğunluğa sahip olunduğunda da çıkarılır.

Çoğunluğun aldığı karar doğrudur anlamına gelmiyor, yasaldır.

Bu ülkede Tayyip düşmanlığını öyle bir noktaya taşıdılar ki, Erdoğan’ın karşısında duran teröriste de, manevi değerlerimizi yaralayan çıkışlara da muhalefetin desteği sağlanıyor.

Erdoğan Boğaziçi Üniversitesi’ne bir rektör atamıştır, rektör atamasına karşı çıkan LGBT’lilere muhalefetin sahip çıkması projesi başarıyla gerçekleştirilmiştir.

İktidar yanlısı yazarlara bile “Ben seküleriyle, dindarıyla, LGBT’siyle sağcısıyla, solcusuyla Boğaziçili tüm öğrencilerin yanındayım!” ama “Kabe’li resmin tamamen karşısındayım” dedirtilebilmiştir.

“LGBT’li öğrencilerin yanında olmak” ne demektir?

Muhalefet ve muhalif medya organize edilmiş, atama karşıtlığı üzerinden LGBT’liler Erdoğan karşıtlarının hepsine yedirilmiştir.

İdeolojik çıkışlar anlaşılır bir şeydir de, cinsel tercihleriyle biraraya gelenlerin toplum tarafından dışlanmışlığı tam da bu tür eylemlerin merkezine yerleştirilerek meşrulaştırılması sağlanır.

Üniversite içinde kulüpleri var, bayrakları var, başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve kulüp üyeleri var, bu oluşum üniversite tarafından da onaylanmış. Bu kadarı bile düşündürücüdür, Melih Bulu eylemleri gerekçe göstererek kulübü kapatmıştır.

Sol ya da Robert geleneği pekala marjinal gruplara da, sol grupların eylemlerine de destek verebilir, LGBT’lileri eylemden uzaklaştırarak eyleme katılanların sayısını kat be kat artırabilirdi.

Sayının az olması eylemin amacına uygundur, vasıta küçük amaç büyüktür, büyük bir muhalif çoğunluğun desteği sağlanmıştır.

Amerika üzerine düşen desteği sağlıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, "Öğrencilerin ve göstericilerin gözaltına alınmasından endişe duyuyoruz. Cinsel azınlıklara karşı nefret söylemini şiddetle kınıyoruz" diyor. 

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, "Yetkililerin nefreti ve LGBT bireylere karşı ayrımcılığı teşvik eden homofobik ve transfobik açıklamalarını kınıyoruz” açıklamasında bulundu.

Daha önce de, milletvekillerine bile “Velev ki ibneyiz” dedirten operasyon güçleri nasıl ki yüzbinlerce insana “Hepimiz Ermeniyiz” dedirtmişse yarın da bu azınlık üzerinden büyük bir çoğunluğa “Hepimiz ibneyiz” dedirtecektir.