Banka kredileriyle ayakta durmaya çalışan şirketler, kredi ödemelerini aksatmaya başladıklarında, bankaların şirketlere el koymasından kurtulamıyor.

Keskinoğlu Tavukçuluk ve Damızlık İşletmeleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi iflas etti.

Vakıflar Bankası 46 milyon, Ziraat Bankası 110 milyonluk pay sahibi olarak şirketin %100'üne el koydu.

Konya'da da büyük holdingleri ve şirketleri aynı akıbet bekliyor.

Konya'daki şirketlerden yabancı kredi alanların durumu daha vahim.

Bazı şirketlere gözlemci olarak kayyum nispetinde kişilerin atandığı biliniyor, umarız bankalara geçmeden halk karşılığı olan firmalara kayyum atanır da, milletin emanetleri zayi olmaz.

İcradan satışa çıkarılan PAKPEN'in boru bölümünü de İş Bankası aldı iki (2) hafta önce.

Kişisel, ortaklı şirketler neyse de hiçbir yatırım yapılmasa dahi büyük kârlar eden, milletin alın teriyle kurduğu şirketler, yöneticilerin hırsı, beceriksizliği ve rant dağıtımları sonucu bankaların eline geçecek.

Siyasiler gerçekten üç maymunu iyi oynasınlar diye mi seçiliyor bu şehirde?

Belli ki bunun hesabını bu millet sormayacak, Allah'tan korkun!

Milletin alın teriyle kurulan fabrikalar kendi işletmeleri değil ki!

İstedikleri gibi hesapsızca yatırımlar yapılsın, her fabrikanın inşaatından üretimine kadar kendi hanelerine de aktarılan rantlar sağlansın, nasıl olsa bankalar var, alırsın krediyi, dönersin köşeyi, sus payı olarak medyaya reklam dağıtırsın, davalık bir konu olduğunda da tetkik hakiminin, emniyet müdürünün çocuklarını işe alırın, siyasilerin iş taleplerini karşılıksız bırakmazsın, vakıflarına, derneklerine milletin cebinden bağışlarda bulunursun, Clinton Vakfı'na kadar görürsün göreceğin yerleri, üyelere kongrelerde termos dağıtırsın, onlar çaylarını yudumlarken, sen devenin hamuduyla götürürsün götüreceğini!

Bu ülkede neden yerli üretim olmuyor diye bağıran siyasilere sesleniyorum!

Yeteri kadar yerli hırsız olduğu için olmuyor sayın Başkan!

On İki Milyar Türk Lirası (12.000.000.000 TL) bankalara kredi borcu olan, yabancı bankalara ne kadar kredi borcu olduğu bilinmeyen, milletin kurduğu bir işletmenin sadece üç (3) yöneticisine ödenen maaş miktarını yazayım da dudaklarınız uçuklasın!

Kendi sitelerinde yasal olarak yayınlamak zorunda kaldıkları üç (3) üst düzey yöneticiye 30 Haziran 2020 tarihli ödeme raporunda yayınladıkları altı (6) aylık miktar Bir Milyon Sekiz Yüz Otuz Yedi Bin Dört Yüz Dört (1.837.404 TL)Lira.

Üç (3) kişi eşit pay aldığı takdirde bu kişilerin her birine ödenen miktar Altı Yüz On İki Bin Dört Yüz Altmış Sekiz (612.468 TL) Lira. 

Yormayayım sizleri, aylık maaşları Yüz İki Bin Yetmiş Sekiz (102.078 TL) Lira.  

Bu maaşı Türkiye’yi yöneten Cumhurbaşkanı almıyor.

Cumhurbaşkanı maaşının iki (2) katı maaş alıyor üst düzey yöneticiler.

Kâr yaptırdıkları firmalardan alınmıyor bu maaşlar, batırılan işletmeler için alınan kredilerden ödeniyor.

Yönetimde parayı götür, sonra da fabrikaları batır, alsın bankalar!

Yazık bu millete.

Büyük Türkiye hayallerini engelleyen sadece ve sadece büyük soygunlar!

Yazıklar olsun göz yuman şahsiyeti yamulmuş kişilere!