Kâr ve zarar sonuçlara bakılarak hesaplanmaz.

Ne ekonomist olmaya gerek var ne de vergi memuru.

Aralık ayı kur farkının Hazine’ye 70 milyar maliyeti olduğu haberi yapılmış.

Devlete, millete kur istikrarının ne kadar kazanç sağladığına bakılmadan, devlet 70 milyar kur farkı ödemiş demenin tutarlı bir tarafı olabilir mi?

Alacak ve vereceğin istikrar kazandırılması Türk ekonomisine ne kadar kazandırdı, ona bakılmadan alınacak vergi girdileri, üretim ve istihdamın devamlılığı hangi 70 milyarla kıyas edilebilir?

Verilen 70 milyarın devlete, ticarete, çalışan insanlara ne kadar kazandırdığı görülmeden yapılan hesabın iyi niyetli olduğu söylenebilir mi?

Diğer tarafta ucuz et mantığıyla ithal edilen hayvanların geçici bir çözüm olduğu gerçeğini görmek gerekiyor.

İthal hayvandan kesilecek etin halka yansıması 150 lira olması yerli hayvanın etinin 200 lira olması matematiksel bir hesapla kârlı bir işlem olarak görülebilir, bu uzun vadede bütünüyle bir zarardır. Yerli kilosu 200 lira olan et ithal 150 lira olan etten daha ucuzdur!

Neden mi?

Yerli üretici kazanır da ondan!

Yemci kazanır, çiftçi kazanır, bakıcı kazanır, çoban kazanır, sütçü kazanır, yoğurtçu kazanır, tere yağcı kazanır, kaymakçı kazanır, derici kazanır, velhasılı çalışanlar kazanır. Otlaklar yenilenir, keçi ve koyun hayvancılığı ormanlarda budama vazifesini yerine getirir, organik gübre toprakla buluşur, hayvan neslinin devamlılığı ülke olarak korunur, daha birçok şey sıralanabilir. İthal ette sadece ucuz et yenilmiş olunur ama yerli ette yenilen sadece et olmaz, yaşatılan yüz binlerce insan olur.

Üretim istikrarı kendi halkına da yeter ihracat kapılarını da aralar. Mesele istikrardır, sabırdır, destektir, teşviktir, denetimdir, sağlıklı ve verimli şartların yerine getirilmesidir.

İşte o zaman ucuz et de yenir, hayvancılık da gelişir. 

Çiftçilere verilen desteklerde de yeni bir kararlılık gösterilmelidir.

Devlet desteği alan ekim alanlarının üretimlerine ihracat yasağı getirilmelidir.

Kendi eken diken istediği gibi istediği yere satsın ama mazot yardımı alan, indirimli enerji kullanan, teşvik alan her kim varsa bunların ürünleri öncelikle bu millete satılmalıdır.

Prof. Dr. İzzet Özgenç “Ekonomik bulalım sebebiyle OHAL ilan edilmelidir” demişti. Adı OHAL olmaz da başka bir şey olur, ülkemize ekonomik terör yaşatılmak istenmektedir, fırsatçılara göz açtırmayan tedbirler alınmalıdır, cezai müeyyideler fırsatçılıkla ilgili irtibat ve iltisak tespit edildiğinde cezalandırılmalıdır.