Miras
Düşünce insanlarının düşünce mirasçıları kendi nesli/çocukları değildir, onlar sadece düşünce insanlarının mal ve mülklerinin mirasçılarıdır.
Geçmiş yıllarda “7 Güzel adam” olarak adlandırılan insanların Üstad Necip Fazıl’la olan reddiyelerini yazmıştım.
Rasim Özdenören’in “Necip Fazıl Kısakürek Ödülü”nü almayı kendine yakıştırabilmesi ne kadar sorgulanmayı hakediyorsa, o ödülü O’na layık görmeyen Necip Fazıl’ın oğlunun, torunlarının fikir mirasçısı olmadıkları, hatta babalarının eserleri üzerinden gelir elde eden bir mirasyedi oldukları da unutulmamalıdır.
Bu ülkede babalarının/annelerinin fikir çilesi üzerinden ekmek yiyen bir sürü emeksiz insan vardır.
Mirasçısı oldukları insanın kendi hayatını zindan eden fikirsel mücadelesi, mirasçılarına hayatlarını konforlu yaşayabilecekleri bir imkan sunmaktadır.
Sivil, siyasi, fikri mücadelenin mimarları insanı mamur eden bir çabanın içinde olmuşlardır, babadan/anadan oğula/kıza maddi miras bir saltanat sürdürecek düzeyde olsa dahi, fikir emeği babadan/anadan oğula/kıza geçen bir miras değildir.
Türk siyasi tarihinde de İsmet İnönü’ün oğlu, Necmettin Erbakan’ın oğlu, Turgut Özal’ın oğlu, Alparslan Türkeş’in oğulları babalarının siyasi miraslarının üzerine konmaya kalkışsalar da siyasi taban babalarının siyasi mirasına emek harcamadan konmaya kalkışan insanlara iltifat etmemiştir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi mirası da, ne oğluna ne de damadına geçecektir.
Fikir insanlarının, siyasilerin, ilim insanlarının fikir, siyasi, ilmi mirasçıları onlarla birlikte yola koyulan, onlarla yol arkadaşlığı yapan, fikrin sofrasını birlikte hazırlayan insanlardır, kimse tek başına üstad da olmaz, lider de olamaz.
Mehmet Akif’in telif eser düzeyinde mirasına sahip çıkacak aklı başında bir evladı da olmamıştır, bir çöp bidonunun yanında cesedi bulunan oğluna fikri mirasçıları da sahip çıkmamıştır.
Bir tarafta mirasyediler olduğu gibi, diğer tarafta mirasının sahiplerine akıl verecek kadar dahi zaman ayırmayan, onların mirasçılarının ne durumda olduğunu takip etmeyen insanların olduğu korkunç bir ifrat, diğer tarafta mirasçılarını tefrit eden akıl almaz bir duyarlık eksikliği yaşanmaktadır.
Kendi zamanından, emeğinden, ailesinin rızkından inandığı değerler için harcayan insanların fikir mirasçıları olan kişiler, fikir insanlarının mülk mirasçılarını koruma, gözetme sorumluluğu taşıması da gerekir.
Fikri ve siyasi mücadelesini sermayeye dönüştüren insanların peşlerinde yığınlar olsa dahi, insanı yöneten kabiliyetleri fikri ve siyaseti yönetmede zafiyet gösterecek, fikrin ve siyasetin kendi yaşamları son bulduğunda belini yeniden doğrultması uzun zamanlar alacaktır.
Fikir anonim bir türkü gibidir, kim daha güzel yorumlarsa güftekarını da, bestekarını da gölgede bırakır!