Cumhurbaşkanı Erdoğan saldırıya uğrayan Selçuk Özdağ'ı arar, "Geçmiş olsun" dileklerini iletir. Adalet ve İçişleri Bakanına talimat verdiğini, suçluların hemen bulunacağını ve cezalandırılacağını söyler.

Suçlular yakalanır, yargı huzuruna çıkarılır sonra.

Muhalefet partileri koro halinde "Neden Cumhurbaşkanı kamuoyuna bir açıklamada bulunmadı" nakaratını söyler.

Aynı muhalefet HDP'nin Başkanı Selehattin Demirtaş'a özgürlük ister, sokaklara dökülenlerin kırıp dökmesini, yağmalamasını demokrasinin gereği olarak görür.

Devlet Bahçeli'nin "Sokakları biliriz" sözü üzerinden saldırıya geçerler, Bahçeli'nin Ülkücü gençliği sokaklardan çektiğini bildikleri halde.

Bunlar için PKK ve siyasi uzantısı HDP demokrattır, Bahçeli faşisttir hem de Bahçeli'nin bugüne kadar bir tane sokak çağrısı olmadığı halde.

Özdağ'a saldırılanların videosu da yayınlandı, "Erdoğan'ı da indireceğiz" dedikleri şaklabanlık videoları, onun üzerine konuşmazlar ama.

Eğer Özdağ'a saldırıdan önce o videoya ulaşmış olsalardı, alkış da tutarlardı.

Cumhur İttifakı bu ülkenin mayasıdır, o maya bu milleti birarada tutuyor, ayrıştırma yapanların hepsini biraraya getiren bir mayadır da aynı zamanda.

Kan içici caniler, terör grupları, tetikçiler, servisçiler halk düşmanlığı yapan adına Cumhuriyet Halk Partisi diyen parti gibi millet düşmanlıklarını millet ittifakı altında sürdürüyor.

PKK terör örgütünün barış, kardeşlik, demokrasi sloganlarından ne farkı var?

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a saldıranlar yakalanmıştır, devlet üzerine düşeni yapmıştır.

Selçuk Özdağ üzerinden siyaset yapanlara karşı Özdağ'dan bütün samimiyetimle bir duruş bekliyorum, Gelecek Partisi'nden istifa etmesi, siyasi ve insanî ahlak gereği muhalefete rest çekmesi Ülkücü bir geçmişi yeniden diriltecektir.