Kendi özeleştirimizi yapmaktan geri durmayarak, karşı tarafın geliştirdiği algı saldırılarına göğüs germek ve onları bertaraf etmek zorundayız.

Çiğleşenlere karşı çiğleşmek, sığların saldırılarına karşı cevap vermek benim de zoruma gidiyor, ne yazık ki bizleri kendilerine düşman edinenleri kendimiz seçemiyoruz ve açılan savaşta bir seviye ve denklik yakalamamız da mümkün olmuyor.

Kendi tercihlerimizde neyin bizlere yakışıp yakışmadığına karar verme hakkımız olmakla birlikte düşmanı kendimize yakıştırıp yakıştıramama lüksüne kapılmamamız da mümkün olmayacaktır.

Adamlar yalanlarını bile doğru olarak sunabiliyor, birçok insanı da bu yalanlara inandırabiliyor; çünkü emek veriyorlar, çaba sarfediyorlar, birbirlerini koruyup kollamayı vazife ediniyorlar, bu dokunuşlar da bir doku oluşturuyor, kendilerinden kime dokunacak olsanız da toplu halde saldırıya geçebiliyorlar.

İnsanımızın aldatılmasına, yanıltılmasına, bunlara kurban verilmesine karşı benliklerimizi ayaklar altına almak, yere düşenleri ayağa kaldırmak da bizlerin görevidir.

Değerlerimize saygısı olmayanlar LGBTİ'lere bile saygılı olunmasını isteyebiliyorsa, ağızlarının payı verilmelidir.

Kendilerini gizleyen insanların bu kadar aleni şekilde kendilerini göstermeleri, kendilerine sahip çıkılacak bir potansiyelin oluşması bile bizlerin vurdumduymazlığından kaynaklanmaktadır.

Terör örgütlerinin savunuculuğunu yapanlara, teröristlerin serbest bırakılmasını isteyenlere, FETÖ ve PKK gibi terör örgütlerinin hala kurumlarımızda cirit atmasına sessiz kalmak, Erdoğan sonrası bu milletin başına gelebilecekleri hayal bile edemeyeceğimiz bir kaosa sürükleyecektir.

Çok geçmeden safları sıklaştırmak, sorumluluklarımızın başında gözümüzü kırpmadan nöbet tutmak gerekiyor.

Bir avuç çapulcu bu ülkenin gündemini kilitleyebiliyorsa, hepimizin suçu var demektir.

Madem sosyal medyada zaman geçiriliyor, kimsenin kınamasına, küçümsemesine, yakıştırmasına aldırış etmeden kendi görüşlerimizi gündeme getirmek, destek verilmesi gerektiğinde de destek verilmesi gereken meseleleri paylaşmak bir vazife olabilmelidir.

Mesle ağaç değildi Gezi gerçekleşti, mesele Bulu değildi Boğaziçi eylemleri üzerinden terör propagandası yapılacak duruma gelindi.

Bizim meselemiz de aslında Erdoğan değil, meselemiz Erdoğan üzerinden saldırılan değerlerimizdir, onun için Erdoğan bu değerlerin sembol ismidir.

Erdoğan'ı sevmeseniz bile Erdoğan'ın bu süreçte yanında durmak vatan meselesidir, millet meselesidir, devlet meselesidir!