Meral Hanım diyetse katmerlisini ödediniz, yeriniz orası değil!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 28 Şubat sürecinden buyana açıklamalarını nerede görsem okumaya çalışırım.
AK Parti’nin kuruluş döneminde kurucular kurulu üyeleri içinde de yer almış, yaşanan bazı isim tercihlerinden dolayı bu birliktelik resmileşmemişti.
AK Parti Genel Başkan Yardımcımız Ömer Çelik’ten yaşananları o tarihlerde dinlemiş, keşke kalması sağlansaydı endişelerimizi de paylaşmıştık.
O günkü yarayı yeniden hatırlatma, kanatma niyetinde değilim.
Doğruyol’dan MHP milletvekilliğine kadar benim zihin dünyamda hep ulaşılabilir, hep bir mesele aracısız aktarılabilir, inandırıldığı takdirde de çözüm üretebilecek bir siyasetçi olarak yer edinmiştir.
MHP’de pasivize edilmesini, uzaklaştırılmasını, ayrılış noktasına getirilmesini, kongre sürecinde yaşananları ve İYİ Parti’nin nasıl kurulduğunu, daha doğrusu kurmak zorunda kaldığını birçok insan gibi ben de okudum ve takip ettim.
Cumhurbaşkanı adayı olma isteğinin kendisini kimlere minnet edecek duruma getirdiğini, milletvekili transferlerini falan anlamıyor değilim.
Siyaset öyle bir şey ki, ağza alınmayacak lafları birbirine söyletir, sonra da kol kola girecek hale getirir.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’la MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin polemiklerini, sonrasında Cumhur İttifakı’ndaki birlikteliklerini; yine Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun AK Partili Başbakan, Ali Babacan’ın AK Partili Bakan olup da, Erdoğan’ın karşısında parti kuracak duruma gelmelerini sıralayabiliriz.
Meral Hanım, “Millet İttifakı”nda yer alarak CHP’ye hayal edemeyeceği kazanımları sağlayan bir siyasetçi olmuştur.
İstanbul, Ankara ve Adana gibi büyükşehirler İYİ Parti’nin CHP’li belediye başkanlarına verdiği destekle kazanılmıştır. İl, ilçe belediye başkanlıklarını ve meclis üyeliklerini de CHP’nin hanesine yazdıran bir siyasi tercih iradesi ortaya konulmuştur.
Meral Hanımın Kılıçdaroğlu’na ödeyeceği bir diyet kalmadığı gibi katbekat alacaklı duruma geçmiştir.
İlle de “Cumhur İttifakı”nın içinde yer alması gerekmiyor, İYİ Parti’nin tabanını Ülkücüler oluşturuyor, CHP ile İYİ Parti’nin birlikteliği tabanda da, tavanda da kangren olacak düzeyde olmasa dahi bir rahatsızlığı oluşturmaktadır, Demirtaş bile üçüncü bir ittifaktan bahsedebiliyor, neden esas tavır geliştirmesi gereken Meram Hanım olduğu halde rengine, siyasi kimliğine uygun bir pozisyon almaktan geri duruyor?
Meral Akşener ve başında bulunduğu İYİ Parti siyasi varlık ispatıysa ispat etti, rövanşa rövanş da aldı. Bundan sonrası inat olur, kibir olur, restleşmenin kendi camiasına zulmü olur.
Meral Hanım emanetçi bir kadın siyasetçi olmadığını Cumhuriyet tarihinde ispat eden ilk ve tek kadındır.
Yıllarca aynı düşünceyi paylaştığı insanların yok saymalarına başkaldıran bir siyasetçi, hiçbir şeyi benzemeyen bir ittifakın içinde de kalmamalıdır.
Vallahi de yakışmıyor!
Billahi de yakışmıyor!