Mehmet Metiner kim Bülent Arınç kim?
Biz Mehmet Metiner’i 86’lardan buyana tanırız.
Dönüşüm Dergisi’nden tanırız, Girişim Dergisi’nden tanırız, Mazlumder’den tanırız.
80 darbesinde yatmışlığı da vardır, öncesini sadece yazılanlardan okuduk.
Adının geçtiği her oluşumda ya işin başındadır ya da o işe gövdesini koyan bir adamdır.
Birçok eyleme katılmıştır, öncülerinden olmuştur, konuşmalar yapmıştır.
Mehmet Metiner siyasi bir partiyle, kitlelerin toplandığı bir sivil toplum örgütüyle var olmamıştır, kendini en çetrefilli, en ceberrut dönemlerde öne atmış hem dışarıdan hem de içeriden insanlara kendi duruşunu göstermiştir.
İran Devrimi’ni alkışlamış ama devrimden daha çok mezhep ve menkıbelerin ülkemize taşındığını gördüğünde, bütün şimşekleri üzerine çeken, “Türkiye’deki İran İran’daki İran değil” deme yürekliliğini göstermiştir.
İmam Ebu Hanefi’nin fıkhını, duruşunu, anlayışını, sahabelerin değerini avazı çıktığı kadar haykırmış, mezhep değiştirme özentileri içinde olan birçok gencin önünde duvar olmuştur.
Mehmet Metiner’in cübbesi her zaman sırtındadır, o Müslümanların davalarını, sorunlarını savunan bir adam olmuştur.
O’nun çıkardığı dergilerden onlarca yazar, edebiyatçı, şair yetişmiştir, bir başına mektep olma vazifesini de üstlenmiştir.
92’deki “Kürt Formu”nda da fikrini açık yüreklilikle söyler, kürsüyü kendi renginden olan insanlar basar, O’nun endişesi hiçbir baskıya boyun eğmez ama!
Metiner öngörüsü olan, feraseti olan, olacakları önceden kestiren bir pratiğe sahiptir.
Zik-zakları olmuştur, zaafları olmuştur, bir ayağı şeriat dairesinin içinde sabit kalmıştır.
Bülent Arınç Milli Görüş’le meşhur olabilmiş bir adamdır.
Davasının ne çilesi vardır ne anlatabileceği laftan başka bir hikayesi.
Tek parti dönemini, 28 Şubat’ı ve bütün mağduriyetleri hatırlatarak, bedelini ödediğimiz mağduriyetleri FETÖcülerle eşitleyen bir İblis zekası taşımaktadır.
28 Şubat döneminde başörtüsü mağdurları için cübbe giyeceğini söylememiştir, partisi kapatıldığında söylememiştir ta ki FETÖ’nün itleri hapse tıkılana kadar!
Meclis Başkanlığı sonrası bile imtiyaz düşkünlüğünü göstermiş, kendine oda tahsis ettirmiştir.
En iğrenci de söyleyecek lafı olmayan adam, karşısındakini zaaflarıyla tehdit edebilmekte tam da FETÖ’nün taktiği olan şantajı diline yakıştırabilmektedir.
Çok şey yazmak istiyorum ama değmez!
Mehmet Metiner hatasından dolayı özür dilemiştir, özrü de sözdür O’nun, Bülent Arınç’ın kaç özrü, kaç geri adımı, kendi deyimiyle kaç ahmaklığı vardır.
Özrü bile bir sonraki hamlesi için bir hazırlık zamanı kazandırır, yeniden düşürür kendini yere.
Nasıl olsa elinden tutup kaldıran bir Erdoağan var, hem de en çok zararı kendine verdiği halde, hem de Erdoğan’ın paçasından tutup çekmesine rağmen!
Metiner hikayesi olan adamdır, Arınç hikayesi olan adamların yanında rol kapan, kaptırılan bir zavallıdır.
Arınç kendisi bir yetişme olduğu için yetiştirdiği bir tane bile adam yoktur.
Cumhurbaşkanımıza “Majesteleri” diyen adama Mehmet Metiner’den başka cevap veren de olmamıştır. Üstü kapalı da değil tam ağzının ortasına kürek vuran cevapları olmuştur.
O majestelerinin altında, despot var, diktatör var, küçümseme var, aşağılama var.
Ama mağduriyetler üzerinden Fethullah Gülen’e selam çakmayı, hazırola geçmeyi de ihmal etmiyor.
Salih Sedat Ersöz Bey bir anekdot aktardı bana, sanırım söz burada biter!
AK Parti kurulmadan önce Bülent Arınç, Erbakan Hoca’ya gelir der ki: "Hocam beni yeni kurulan partiye Genel Başkan yap. Ben diğer arkadaşları ikna ederim. Ayrım olmadan tek parti olarak devam edelim."
Erbakan Hoca’nın cevabı şöyledir: "Bülent bilirsin seni severim. İyisin, hoşsun ama sen bir kişiye bile baş olma. Hem kendini helak edersin hem o bir kişiyi helak edersin."