Sosyal medya insanı şımartır.

Bir anda açıklamalarıyla değil yaptığı açıklamaların haber yapılmasıyla kişiyi meşhur eder.

Adı kendi çevresinde bilinen bir insan bir anda ülke genelinde tanınan kişi olur.

Eski Ayasofya baş imamı Prof.Dr. Mehmet Boynukalın da bir anda Türkiye'nin gündeminde olan mevzulara dahil olduğu için muhalif basının gözdesi oldu, peş peşe twit'leri haber yapıldı.

Sosyal medya takipçilerinden tepki gösterenler kadar kendisini sahiplenenler de çıktı.

Aslında sahiplendikleri aynı düşüncelerin paylaşılmış olmasıydı, bu konjonktürel sahiplenmeler kişiyi bir anda kanaat önderi olduğu zehabına kaptırır.

Sonunda aldığı maaşların satılan içkilerin vergisinden ödendiği sorgulamasına, "Merak etmeyin ey güruh, haram (!) ettiğiniz vergilerinizden bana düşen hisseden hepinize kaliteli pamuk aldım, artık helal edersiniz, ne yapayım." diyecek kadar şirazeden çıktı.

Devletten alınan maaşın vergilerden toplandığı üzerine yapılan yorumların içinde alkol ve İslam'a göre haram olan ürünlerin satışı varsa ve bunlardan vergi alınıyorsa, maaşların haram olduğunu söylemek ne kadar cahillikse, Boynukalı'nın kışkırtıldığı bir meselede böyle bir cevap vermesi de terbiyesizliktir.

Cahil de.

Kafasız de.

Gerizekalı de.

İstediğin hakareti yap.

Bir akademisyene o da yakışmaz.

Ama yapıyorsan oradan vur, belden aşağı vurma!

Twitter hesabını kapatmış.

Bu şöhret insanı inzivaya da zor çektirir.

Yazık!