Lezbienci Fox, geyci Odatv, travestici Sözcü!
Bir avuç Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin katıldığı, on katı dışardan terör örgütleriyle irtibat ve iltisaklı kişilerin eylemleri hem yönlendirdiği hem de eylemlerin içinde yer aldığı, gözaltına alınan öğrencilerin kimlik tespitleriyle tescillendi.
Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan öğrenci sayısı 15.918, Boğaziçi’nde eyleme katılanların sayısı 511, Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi olmadıkları halde eylemlere katılanların sayısı 456, eylemlere katılan Boğaziçili öğrenci sayısı sadece 55.
Fox, Odatv ve Sözcü dışarıdan eylemlere katılanları hem görmezden geliyor hem de onların terör örgütleriyle bağlantılarını hiç sayfalarına ve ekranlarına taşımıyor.
Lezbiyenlerin, geylerin, biseksüellerin, travestilerin eylem destekleri bunlar için demokratik hak, onların yerlere attıkları Kabe resmi sanki dışardan birilerinin gerçekleştirdiği bir provokasyon.
Ezanda kulağı olmayanın namazda, namazda niyeti olmayanın da Kabe’yi göreceği göz yoktur zaten.
Onlar için Kabe resmi ayak altına atılacak bir şey, bunlar için de gözlerini körleştirdikleri, görmedikleri, duymadıkları, yok saydıkları konuşma ve yazma değeri olmayan bir şey…
O kadar azgın bir salgına yakalandılar ki, bir yazarla ilgili bir haber yaptıklarında yobaz, başkasıyla ilgili haberde Işıkcı, başkasıyla Nurcu, başkasıyla tarikatçı, başkasıyla ilgili de AKP’li demeden haber girişi yapmıyorlar.
Kimse bunlara Lezbiyenleri savundukları için lezbiyenci demiyor, kimse bunlara geyleri savundukları için geyci demiyor, kimse biseksüelci demiyor, kimse travesticiler demiyor. Hepsinin de bir ideolojik görüşü var, CHP’li demiyor, DHKP-C’li demiyor, Dev-Genç’li demiyor, Tikkocu demiyor, Maocu demiyor, komünist demiyor, HDP savunuculuğu yaptıklarında PKKcı demiyor, FETÖcülerin twitter hesabından Erdoğan’a saldırılarını haberleştirdiklerinde FETÖcü demiyor.
İş bu noktaya taşındı mı bunlara denilmeyecek laf, burunlarını sokmadıkları pislik kalmaz.
Sanki ilk kez bir üniversiteye bir partiden aday adaylığı müracaatı olan biri rektör atandı.
Daha önceki dönemlerde aday adayı olanlar atandığı gibi milletvekilliği yapanlar da atandı. Şimdi de milletvekilliği yapan, partilerin merkez karar yönetim kurulunda ve merkez yürütme kurulunda görev alanlar var, müsteşarlık yapan rektörler var.
Onlar hiç gündeme gelmedi de neden Boğaziçi rektörü gündeme getiriliyor?
Çünkü Robertçilerin yayın organları bunlar.
HDP’yi savunan, onların AK Parti’ye dönük eleştirilerini manşet verdikleri için PKK’nın yayın organı da denilebilir.
CHP’nin yazarları da denilebilir.
FETÖcülerin sesi de denilebilir.
DHKP-C’nin tetikçileri de denilebilir.
Demek istedikten sonra cımbızla çekmeye de gerek yok her gün onlarca haber üzerinden onlarca örgüt, onlarca pislik bulaştırılabilir.
Pisliklere ne kadar pislik bulaştırabilirsin ki?
Pisliği pislikle utandıracak halimiz de yok.
İmamoğlu’nun beslemeleri demek en uygunu sanırım.
Yavaş’ın tosuncukları demek de gerekiyor.
Ah Kılıçdaroğlu ah bir sana gereken saygı duruşu gösterilemiyor, arada yiyorsun darbeyi!
Parasız adam gereksiz adam!