“Akdeniz'e akan Göksu Nehri'nin suyunu Mavi Tünel'le Konya Ovası'na getiriyorsun, anlatan yok, devlet televizyonu var, belgeseli yok, sonra millet Konya'yı ülke sananların peşinden koşsun.”

Selçuk Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan bir hocamız göndermiş bu metni.

KOP, Konya’da proje aşamasındayken heyecan uyandırmıştı, tamamlandıktan sonra anlatılamaması ne kadar acı gerçekten!

Heyecanı olan insan olmayınca, toprakla buluşan suyu bile uyutursun.

Leyla Şahin Usta Hanımefendinin ve Konya milletvekillerimizin inisiyatifleriyle atanan KOP Başkanı’nın hadi aklına gelmiyor, tensip makamının uluları neden atadıkları kişinin aklına sokmuyor da, kısa da olsa bir tanıtım filmi çektirmiyor.

Ne de olsa işimiz; eşimizi, dostumuzu, tanıdığımızı makamlarda avutmak, makamlarda gönüllemek!

Kişisel hırsların, kişisel kavgaların, kişisel hesapların bir Profesör Başkandan seviyeyi nerelere düşürdüğünü, atanan kişinin yılını doldurmadan bir üst makama sıçradığını, yerine getirilen kişinin de siyaseten atandığını bilmek, nasıl bir yutkunmayı getirebilir?!

Siyaseten atanan kişileri atayanlar siyaset yapmıyor ki, yapılan yatırımların tanıtımında siyasi bir düşünce taşısın atanan kişi.

Atayanın istek ve taleplerini yerine getirme memurluğu işleri!

KOP’tan koparak, gönderi sahibinin akademik mecrasına dalmak istiyorum biraz da.

Erdoğan’ın Başbakanlığı ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde üniversite rektörlerinin işi gücü siyasetti.

Süleyman Demirel ve Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı dönemlerinde cübbeleriyle Anıtkabir’e giden, Anayasa Mahkemesi kararlarını etkileyecek açıklamalarda bulunan rektörler vardı.

Cübbeli adamlar öğrencileri de harekete geçiriyordu, gençlerle aralarında hem kişisel hem de ideolojik bir bağ vardı. Bu bağ oturarak, makam koltuklarında “Nutuk” okuyarak gelişmedi herhalde.

Bütün üniversitelerin rektörleri Erdoğan tarafından atandığı halde, atanma döneminde bütün siyasileri devreye sokan adamlar, nedense her hangi bir siyasi açıklama yapmaktan, bir demeç vermekten kaçınıyorlar. Akademik başarıları siyaset yapmaya vakit buldurmuyor demek ki! Yazdıkları makalelerden hepimiz besleniyoruz, bütün bir halk aydınlanıyor(!)

2020 Yılı’nda Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof.Dr. Engin Karadağ, rektörlerin akademik profillerini yayınladı bir makalesinde.

Akademik performansı en düşük olan 72 rektörden 52’si Ocak ve Mayıs ayına kadar geçen her gün içinde 100’den fazla twitter paylaşımında bulunmuş, yanlış okumadınız günde 100’ün üzerinde tweet atmış.  

Rektörler, dekanlar, bölüm başkanları, iktidar döneminde doktor, doçent, profesör olan kişiler neden siyasi bir iklim oluşturamamış, neden gençlerle bir bağ kuramamış acaba? Üniversiteler özgür ortamlardır doğru da, kafa bir solcu ilkokul öğretmeninin diline ve tavrına bile denk değil.

Neyse ki, diploma törenleri İzmir Marşı ve 10. Yıl Marşları’yla yapılıyor, en azından o vazife yerine getiriliyor.

Milli Eğitim’in durumu mu?

Geçtik diğer liseleri İmam Hatip mezunları oy verecek yaşa geldi, onların tercihleri ne olacak?

Bir siyasi parti iktidar olmuşsa, kendini iktidar yapan milletin değerler eğitiminin ruhunu eğitim ve öğretime taşıyamıyorsa, ayakta alkışlamak gerekir(!)

https://twitter.com/ahmetsukrukilic