1. YAZARLAR

  2. Ahmet Şükrü Kılıç

  3. Kendin olacaksın bu hayatta! Ve Anneler Günü'nüz kutlu olsun...
Ahmet Şükrü Kılıç

Ahmet Şükrü Kılıç

Yazarın Tüm Yazıları >

Kendin olacaksın bu hayatta! Ve Anneler Günü'nüz kutlu olsun...

A+A-

Yazar kaybetmeyi göze alan insandır, yazdıklarıyla kazanç sağlayan insan edebiyatın bütün kurallarını mükemmel bir şekilde kullansa dahi yazar değildir. Yazar salt anlamda yazar'dır, yani yazar denilen kişidir; yazmak ayrıdır, yazar olmak ayrıdır, yazar için 'o yazar' denilmesi gerekir!

***

Hayatın tadını çıkarmak için yaşamadım, birçok hak yiyicinin tadını kaçırdım. Bu hayatta en zor olan şey insan kalmaktır. İnsanlığınızdan ödün verdiğinizde her şey olabilirsiniz, insanlık için bir şey olduramazsınız. Paranın bir anda insanı bulan şans karşılığı olabilir, bir günde zengin olma ihtimaliniz vardır ama bir anda bütün karalılığınızla şahsiyetli bir insan olma iradesi gösterseniz dahi sınanacağınız, 'gerçekten değişmiş' denilecek zamana, yıllara ihtiyacınız vardır. Her an tetikte bekleyen "Huylu huyundan vazgeçmez" cümlesi de hazır-kıta uygun adıma geçmeyi bekler!

***

Kaç insana paranoya yaşattım acaba? Yazdığım yazılardan dolayı Konya Ticaret Odası Başkanlığı döneminde Hüseyin Üzülmez kendi makam odası ve yönetim kurulu odasında özel ekipmanlar getirterek böcek aratmıştı. PANKO Birlik Başkanı Recep Konuk, bilgi sızdırıldığı şüphesiyle çalışanlarının cep telefonlarına el koydurmuş, arama kayıtlarını inceletmişti. Erbakan Üniversitesi eski Rektörü Muzaffer Şeker de Rektör Yardımcılarının oda kapılarına parmak iziyle giriş sistemi kurdurmuş, adamlarım gece gündüz ansızın odaya giriş yapıp belge sızdırmasın diye. Devlet gibi adammışım da haberim yokmuş!

***

FETÖ mahkumu Fevzi Kayacan’ın BARO Başkanı adayı olduğu dönemde İl Başkanı olan Ahmet Sorgun ve milletvekili olan Kerim Özkul’la ayrı ayrı görüşmüştüm. Diğer avukatlık geçmişi olan milletvekillerimizle de görüşmüştüm. Kerim Özkul’la Ahmet Sorgun’un arası pek iyi değildi, bu meselede birlikte hareket etmeleri gerektiğini söylemiştim. Bana “İkimiz de dağlı olduğumuz için el uzatamıyoruz herhalde” demişti. Meselenin ciddiyeti üzerine o kadar ciddi bir haldeydim ki, bu tanımlama beni güldürmüştü. “Sizin dağlılığınızdan ne olacak, demek ki; biz sırtımızı dağa verdiğimiz için bu kadar kararlı, karşımız da ova olduğu için bu kadar ileriyi görebilecek kadar geniş ufukluyuz” demiştim. İnsanların doğup büyüdüğü coğrafyalar insan karakterine etki ediyorsa, Doğanhisarlıyız!

***

Siz sadece irade hırsızları değilsiniz, yıllarca haklarımızı gasbeden hasta ruhlu zalimlersiniz. Sizlerin daha fazla alçalmasını bile bizler engelledik. Hâlâ sürü gibi saldırıyorsunuz, tasmalarınızın birini çözsek, diğeri var ellerinde, isteseniz de, istemeseniz de sizlerin tasmalarını koparacağız, sizleri biz özgürleştireceğiz.

***

Yetim ve öksüz kaldık bu dünyada. Herkesin anneler günü kutlu olsun...

annem.jpg

13 Yaşında babamı kaybettim, annem de aklını kaybetti. 13 yaşından buyana hem öksüz hem yetimdim aslında. Annem vardı ama bir anne-oğul ilişkisi yaşayamadık. “Bir derdin mi var oğlum” diyemedi. Başımı omzuna koyduğumda hep okşadı, 3 yaşındaki oğlumla şakalaşırken oğlumun bana vurmasıyla annemin oğluma vurması arasında salise farkı bile yoktu, oğluydum O’nun. Bazen asker oğluydum, bazen lokantacı oğluydum, bazen Ankara’da çalışan oğluydum, bende üç oğulu yaşadı hep. Bazen beni bana şikayet ettiği olurdu. Ben hiç anneme sevdiğim kızı anlatamadım mesela. Kız beğenmeye birlikte gidemedik. Kızımın ve oğullarımın adını ne koyacağımızı konuşamadık. Babasızlık insana zor gelmez de anasızlık dünyayı yıkar insanın başına. 12 doğum yapmış, 4 çocuğunu kaybetmiş, biri de yaşarken vefat etti, 7 kızın en küçük erkek kardeşleri olarak büyüdüm. Benim annem ablalarım oldu, bir anneden daha fazla annelik yapan ablalarım oldu. Annemi 15 Ocak’ta kaybettik, mekanı Cennet olsun.

***

Kendin olacaksın bu hayatta.
Şucu-bucu olarak anılsan dahi kendin olarak anılacaksın.
Görüldüğünde falanın adamı denilmeyecek.
Eşin-dostun olacak, eşin-dostun dahi bir yanlış yaptığında karşısında durabilecek bir irade kuşanacaksın.
İyilik de yapacaksın, iyiliklere de kapını açacaksın ama Cemil Meriç'in deyimiyle, "İyilik eden mükafat bekliyorsa tefecidir!"
İyilikler bile sana yanlışın karşısında boyun eğdirmeyecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar