İşin suyuna giden bir adam: İlber Ortaylı!
Mustafa Kemal 1931 Yılında makam, usul bilen 9 hafızı köşkte ağırlar, bunlardan biri de Sadettin Kaynak’tır, kafasındaki Türkçe Ezan okuma projesini önce onlara onaylatır ve karşısında Türkçe ezan okumalarını ister, emir demiri keser hepsi de bu isteği yerine getirir, Sadettin Kaynak’ın Türkçe ezan okumasını youtube’den dinleyebilirsiniz. Mustafa Kemal’in talimatı doğrultusunda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 18 Temmuz 1932 tarihinde yayınladığı genelgeyle ezan Türkçe okunmaya başlar.
İlber Ortaylı, Baro TV’de yaptığı konuşmada, ezanın Arapça okunması kanun teklifini CHP’nin verdiğini söylüyor. Hangi CHP milletvekillerinin kanun teklifinde imzası var? Ona gerek yok! İlber Ortaylı söylüyorsa doğrudur. Adam tarihçi, bunu açıklaması gerekmez mi? Meclis tutanaklarına ulaşmanın zorluğundan dem vurarak, işi sıyırıyor, dinleyenlerin kurulan cümleye dönük bir sorgulaması yok, onlar için çarpıcı gelen CHP’nin anayasa teklifini sunması.
Konuşmasında CHP milletvekillerinden de karşı çıkanlar vardı ifadesi, Demokrat Parti’den de karşı çıkanlar vardı ifadesiyle denkleştirilmekle kalmıyor, Demokrat Parti’nin kurucusu, Cumhurbaşkanı Celal Bayar’a kadar yükseltiliyor. Karşı çıkış bu çıta yükseltmesiyle, CHP’yi temize çıkaran, Demokrat Parti’yi sorgulatan bir denklem kurduruyor.
İlber Ortaylı, “Menderes işin suyuna giden adamdı” demeyi de ihmal etmiyor. “Celal Bayar’ın Arapça ezana karşı olduğunu” söylüyor, “Celal Bayar ittihatçıdır” diyor. Celal Bayar’ın karşı olduğu bilinen bir gerçek zaten. Cumhurbaşkanı olarak meclisten çıkan kanunu onaylamıyor. Kanun diyoruz, yasa değil. Şimdi ki meclis çoğunluğunun 400 milletvekiline tekabül ediyor anayasa maddesinin değiştirilebilmesi. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin 416, CHP’nin sadece 69 milletvekili var. İnsan tarihçi kimliğini bırak insanlığından utanır. 69 milletvekilinin birkaçı söylediği gibi kanun teklifi bile verse, CHP’nin toplam milletvekili sayısı 69. Ne işe yarar, laftan başka. Ezanın Arapça okunmasının mimarı da kanun çıkaranı da Demokrat Parti’dir.
Neden şimdi böyle bir çıkış yapma ihtiyacı duyuyor İlber Ortaylı!
“İşin suyuna giden adam” dediği Başvekil Adnan Menderes, kanun teklifini onaylamayan Celal Bayar’a karşı tavır koyuyor. Yeni Başbakan olmuş. Makama yeni oturmuş. Çiçeği burnunda bir başbakan. Hiç tereddüt etmeden basıyor istifayı, gönderiyor Cumhurbaşkanlığı makamına. Ankara’da da durmuyor, dinlenmek için çekip gidiyor Mersin’e. “İşin suyuna giden” değil gemileri yakan bir Menderes var. Celal Bayar neye uğradığını şaşırıyor, Menderes’in yakın arkadaşlarını köşke çağırıyor, Menderes’in yanına Mersin’e gönderiyor. Menderes’in tek şartı, kanun teklifinin imzalanması. Kimse ikna edemiyor. Sonunda kanun teklifinin imzalanması sözünü alıyor, döndüğünde de havaalanında Cumhurbaşkanı Celal Bayar karşılıyor.
İlber Hoca!
Hiç yakışmıyor sana “İşin suyuna göre gitmek!”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Başörtüsü yasağını kaldıran bu kardeşinizdir; Abdullah Gül bilir” güzellemesine zeyl etmek yakışmadı İlber Hoca!
CHP’nin kurduğu masa tabana kanca atıyor, hocaları da tarihe.
O kadar hukukçu var karşısında hiçbirinin aklına, "Genelgeyi iptal etmek için anayasa maddesi çıkarmaya da gerek yoktu, neden anayasa maddesi çıkarılmış!" demek gelmiyor.
"Ezanın Arapça okunması payesini CHP'ye verdin, yasaklayan kimdi hocam" demiyor.
Biz gayet iyi biliriz "411 elin kaosa kaltığını(!)", sonrasında tek bir elin hiçbir şeye ihtiyaç duymadan yasakları nasıl kaldırdığını.
Kimi gücü yasak için kullanır, kimi özgürlük için!
Sahi, bitinizi kanlandıracak ne oldu da, akli melekeniz pusulasını şaşırdı?
Hep birlikte gülebiliriz!