Cumhuriyet Halk Partili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türkiye Komünist Partili Tunceli Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu ve AK Partili Ağrı Belediye Başkanı Savcı Sayan hepimizin ilgisini çekiyor, her siyasi parti kendi içinden halka yakın, halkla kucaklaşmayı bilen bir belediye başkanı çıkardı.

Bu dönem AK Parti “Gönül belediyeciliği” sloganını kullandı, gönüllere giren belediye başkanları da hangi siyasi partiden olursa olsun rakipleriyle aralarını kapattı, birçok yerde de fark attı.

Belediye başkanlıklarının bir partiden başka bir partiye geçişi siyasi kurmaylar için siyasi kayıp ve kazanım olarak adlandırılacaktır, milletimiz için insanî davranışları temsili makamlarda gösteren başkanlar diğer belediye başkanlarının davranışlarını da belirleyecektir. İnsanî davranış ve üretime dönük çalışmalar, emsal yaptırımları zorunlu kılacak, hepimize kazandıracaktır.

Ekrem İmamoğlu’nun bir proje olduğu üzerinde durmuyorum, projelendirilen insan öyle davranabiliyorsa, kendini hakka ve halka adaması gereken insanlar yaklaşımlarını, tarzlarını, tavırlarını, çalışmalarını inanç ekseninde projelendiremiyorsa sorgulanması gereken de odur.

Refahlı belediyelerle model belediyecilik örneği sergilenmiş ve halk kaynaşması sağlanmıştı, Tayyip Erdoğan’la birlikte de vatandaşın çatkapı evine misafir olan başkanla tanışmıştık.

Siyasi partilerin seçimlere ittifakla girmesinin yasal zemine oturtulması, küçük partilerin de pazarlık payını artıran, baraj sorununu aştıran, neredeyse her siyasi partinin anlaşma sağlandığında mecliste de, belediyelerde de temsil yetkisi kazandığı bir kazanım olmuştur.

Geçmişte kavgalı olan partilerin biraya gelebildiği, geçmişte birlikte hareket eden siyasi partilerin pazarlık payına göre karşı tarafa geçebildiği siyaset pazarı kurulmuştur.

AK Parti Hükümetler’in kararlı tutumu sayesinde millet iradesinin üzerindeki kurumsal vesayetler kalkmıştır; Cumhurbaşkanlığı sisteminin siyasete en büyük katkısı, siyasi partilerin millet üzerindeki kafasına göre aday belirleme vesayetlerini de kaldırması olacaktır.

Cumhurbaşkanlığı sistemi ve ittifak modelini yasalaştıranlar dahi, karşılıklı velayetin bu kadar etkin şekilde karşılık bulacağını kavramamış olabilir!

Önümüzdeki yıllarda, halk/millet karşılığı olmayan insanlar aday gösterilemeyecektir.

Büyükşehir, il ve ilçelerde siyasi partiler; insanları ideoloji ve dünya görüşlerine göre çantada keklik görmektedir, model belediyecilik örneği sunulduğunda Konya da, İzmir de el değiştirebilir, kimse duyguların bam teline dokunarak seçmeni oynatamayacaktır.

Türkiye’de sağ seçmen %65’leri bulmaktadır, sağduyulu, duyarlı insanlar tercih edilmediği takdirde, duygusal hatırlatmaların zerre kadar karşılığı olmayacaktır.

Hülagu ile Kadıhan arasında geçen konuşma diyaloğunu, en çok anlatanların anlaması gerekiyor!

Anlık bir tefekkür bizlerin başını göğe erdirecektir, ayaklarımızı toprağa gömecektir, herkes yerinden milim ayrılmayacak duruma gelecektir.

Kök salacağımız bir zamanda yaprak dökümü yaşatılmamalıdır.

İnsana hizmeti en çok kulluk bilincinde olan insanlar gerçekleştirir, insanları kendilerine kul etmeye yeltenenler değil!

Muhafazakar demokrat gömleğini çıkarmamız, erdemliler hareketine dönmemiz gerekiyor!