Tanıdığım, hukukum olan, benim için kavgaya karışacak ülkücü bir arkadaşım var. 

Ankara Ülkü Ocakları Başkan Yardımcılığı yaptı. 

Mamak Ülkü Ocakları Başkanlığı yaptı. 

Beni Muhsin Yazıcıoğlu Başkanla tanıştırdı. 

Melih Gökçek'in Başkanlığı döneminde ülkücülerin desteğini sağlayan sayıları bazı yerlerde yüzleri, bazı yerlerde binleri bulan toplantılar organize etti. 

Mehmet Özhaseki'nin Başkan adaylığı döneminde yer açtı, yüzlerce evi ülkücülerle dolaştı. 

Şimdi Kemal Kılıçdaroğlu'nun danışmanı olmuş. 

Temel Karamollaoğlu'nun, Ahmet Davutoğlu'nun, Ali Babacan'ın masada yer almasına bu kadar şaşırmamıştım. 

"İnsanları anlamıyorum" demek işin en kolayı, anlamak için de bir çabamız yok maalesef. 

Gönüllü hizmet edenlerin bile uzaklaşması olabiliyorsa, teşkilâtlarımızın kendini hesaba çekmesi gerekiyor.

Eşim Nilgün Hanım Kadın Kolları'nda da AK Parti ana kademede de MKYK Üyeliği yaptı. 

3 yıl boyunca her ay Tayyip Bey'in başkanlığında yapılan 50 kişilik toplantıya katıldı. 

Sonrasında bir kez olsun herhangi bir toplantıya çağırılmadı. 

Partinin en üst kademesinde görev alan kişi bile unutuluyorsa, bütün teşkilâtlarımızda görev alanların aidiyet duygusu nasıl diri tutulabilir. 

Ve hasılı kelam AK Parti teşkilatlarına rağmen insanımız AK Parti'den vaz geçmiyor. 

Her şey Erdoğan için, her şey kendimiz için.