Bir iktidar partisi kaç tane fabrika açtığı sorusuyla ya da kaç fabrikayı özelleştirdi bilgisiyle sorgulanamaz.

Devlet olarak ya da özel sektör olarak bir partinin kaç fabrika açılmasına öncülük ettiğine bakılarak değerlendirme yapılabilir.

Evet, AK Parti iktidarında devlet alışıla geldik ya da beklentileri tatmin edecek düzeyde devlet fabrikaları açmamıştır.

Özel sektöre verilen desteklerle binlerce fabrika, binlerce atölye açılmıştır.

Buralarda oluşturulan istihdam hiçbir siyasi iktidarın dönemiyle kıyaslanamaz.

140 olan OSB'lerin sayısı 334'e yükselmiştir.

Bazı muhalefet partisi milletvekilleri öyle saçma sapan saldırılarda bulunuyor ki!

“Bize yapılan yolları, okulları, şehir hastanelerini, barajları, havalimanlarını, köprüleri saymayın, hükümet kaç fabrika yaptı” diyorlar.

Sanki sayılan yatırımlar gökten zembille indi, kendi kendine binalara, yollara dönüştü. Oralarda kaç fabrika karşılığı insan çalıştı ve kadro istihdamları gerçekleşti?

Mümkün olsa da, sadece muhalefet partisi milletvekillerinin 2002 öncesi ve şimdiki mal varlıklarının çetelesi çıkarılabilse!

Adı üstünde ekonomik kriz diyoruz, kriz bir afet gibidir, beklenmedik bir anda gelir. Muhalefetin ekonomiye her hangi bir katkısını beklemiyoruz ama belli mihrakların eylemlerine verdikleri desteklerle Türkiye’ye milyarlarca lira kaybettirdiklerini biliyoruz. Daha muhalefetteyken ülkenin ekonomisini dinamitleyenler iktidar olduklarında elbette ki talancı kesilecektir.

AK Parti iktidarını kimse kusursuz bulmuyor, geçmişle kıyaslayarak da bir başarı destanı yazılsın da istemiyoruz, mesele muhalefetin takdirden yoksun, yalanı algıya dönüştürme eylemleridir.

Muhalefet milletvekillerinin meclis konuşmalarına bakıyorsunuz, Erdoğan’ın geçmiş sözleri ve samimiyeti hatırlatılarak kendisiyle yüzleştirilmeye çalışılıyor.

Partilerin genel başkanları, grup başkan vekilleri, milletvekilleri birbirleriyle kanlı bıçaklı durumdayken can ciğer kuzu sarması oldu. Hiç kendi geçmiş sözleri, ettikleri laflar üzerinden yüzleşmeyi kendileri için düşünen yok!

Laf salatası, laf cambazlığı, alengirli cümlelerle, belagat sarhoşluğunun aynı safta birleşenlerinin alkış, tezahürat ve amigolarıyla başı sonu belli olmayan bir taraftarlığın magandalığını yapan bir sürü hareketinden başka bir şey yok ortada.

Sözde hepsi kendi ideolojik düşüncelerinin dava adamları, gelinen noktada davaları birbirlerini tehlike gören toplulukların hasret kucaklaşmasına dönüşmüş, kan davalarını birbirlerinin kanlarıyla temizleyen, kendi öfkelerini, tanımlamalarını birbirlerinin kirlenmiş sözleriyle yıkayan, amaçları sadece Tayyip Erdoğan’ı yıkmaya dönüşen, fikirlerini, gayelerini belleklerinden silmiş, ilkesizlik iliklerine kadar işlemiş neredeyse mayaları da hamurları da bir diyebileceğimiz bir topluluk var.

AK Parti’nin hatası saymakla bitmez, karşı tarafta elleri kana bulaşmış, kanlı elleri sıkan, katillere yardım ve yataklık eden, suç işlemiş bir topluluk var.

Hata affedilir, suç cezayı gerektirir!