Mesele seçim kazanmaksa Erdoğan bütün Türkiye'de seçimleri kazanacak duruma gelebilirdi. 

Hesap ortadadır. Belediye Başkanlık seçimlerini kazanmak için derdi ki; ‘memur maaş zamları %20'dir’, seçimi atlattıktan sonra önümüzdeki yıl zam oranını %5 olarak belirler geçerdi.

Emeklilerin maaşlarında da aynı şeyi yapardı, asgari ücret alan işçilerin maaşlarında da. Vergileri bir yıl aşağıya çeker, önümüzdeki yıl yükseltirdi.

Mesele kazanmak olsaydı sadece Erdoğan'ın bunu yapmaya yetkisi vardı, yapmadı.

İstanbul'da İmamoğlu AK Parti'nin kazandırdıkları üzerinden bazı hizmet birimlerini ucuzlatacağını söylüyor. Su, ulaşım ve bütün alanlardaki yatırımları gerçekleştiren AK Parti'dir. CHP sadece Marmaray'ı yapan bir geçmişe sahip olsaydı oradan 100 hikaye, 100 reklam filmi çıkarırdı.

İstanbul halkının sırf seçimi kazanmak için kısa süreliğine verilen vaatler sonrası tepelerine binecek olan zamları hesap etmesi gerekiyor. Belediyeyi birlikte yöneteceğiz lafının ne kadar karşılığı olabilir, belediye başkanı olduğunda yeni yapacağı projesi dahi yok, olanlar üzerinden ahkam kesiyor.

Benim esas korkum İmamoğlu çok patronlu bir projedir, onların isteklerine koşturmaktan halkın isteklerine vakit dahi ayıramayacaktır.

***

Binali Yıldırım'ın ilk yapması gereken şey İmamoğlu'nun belediye başkanlığı yaptığı Beylikdüzü Belediyesi bütçesine denk ya da üç aşağı beş yukarı yakınlıkta olan AK Partili belediyelerin yatırımlarıyla Beylikdüzü'ndeki belediye hizmetlerini kıyaslamak olmalıdır.

İmamoğlu'nun belediye başkanlığı sıfatını kullanarak şirketlere nasıl ortak olduğu ve bu şirketlerin kazançları da takibe alınmalıdır.

Nasıl da pişkince "Benim Beylikdüzü'nde ortak olduğum bir sürü şirket var" diyor.

***

Belki birçok şey üzerinde hakimiyet kuramadım, meselelere hakim olmamdan dolayı benim kadar kimse hakim karşısına çıkmamıştır.

Biz kamu malını koruduğumuz için kamu hakimleri tarafından yargılandık ve cezalandırıldık.

Devlet malını koruma bilincinde olmayan yargı mensuplarının başka şeyleri koruma hesabında oldukları açıktır.

Bir meseleye hakim olmak insanın kendine yüklediği bir vazifedir; vazife gereği hakim olmak, insana durumdan vazife çıkartan bir vaziyet aldırtır.

Sivil inisiyatif bilincinin gelişmediği toplumlarda, sivil yapılar da emek vermeden kendilerine sunulan ekmeğe tav olacak duruma gelir, resmi talan sivil vesayetleri kırıntılarıyla kendi vesayetleri altına alır.

Türk insanının siyasileşmesinden önce sivilleşmesi gerekiyor!