Bülent Arınç’ı ne zaman dinlesem, içimde samimiyet ve açık sözlülük kıyımının sinsice gerçekleştirildiğini hissederim.

Laf ebesi, söz cambazı, ihlas katili bir adam!     

Haber Türk’teki konuşmasında toparlayıcı olan konuşmalarında bile yer işgallerini bir satranç oyuncusu edasıyla kamufle etmesinin ayrıntılarına girmeyeceğim.

Beyimiz, emekli maaşının yarısını öğrencilere burs olarak dağıtmış, ibadetin gizliliğinden dem vurarak bu zamana kadar hangi öğrencilere burs verdiğini açıklamayacaktır.

İçlerinde nice doktorlar, nice avukatlar varmış. Bu öğrencileri nasıl tespit etmiş, bu öğrenciler kendisine nasıl müracaat etmiş acaba?

Yoksa diyorum, cüppesini giyerek savunmaya hazırlandığı FETÖcülere verdi de, onlar burs olarak mı dağıttı?

Kendisi, kayıtlara geçen sözlerinin arkasında durduğunu söylüyor, kayda geçen maaşının yarı miktarını hangi öğrencilere verdiğini açıklamalıdır?

Beyefendi kimin terörist, kimin terörist olmadığını da belirleme yetkisini kendinde görüyor, nasıl bir kendine inanç taşıyorsa, kendini referans almamızı da istiyor, ona göre FETÖ bir terör örgütü değildi!

Meclis Başkanlarına oda tahsis edilmesini talep eden, talebinin gerçekleştirilmesini sağlayan, Külliye’de İstişare Kurulu Üyeliği’yle de kendini yeniden meşrulaştıran adama değil de özgül ağırlığının karşılığını her zaman teslim eden Tayyip Bey’e aferin demek gerekiyor.

Davutoğlu’nun da, Gül’ün de Erdoğan’a karşı Bülent Arınç kadar sert eleştiri sözleri olmamıştı, madem Bülent Abi’sini içine sindirdi de onları neden sindiremedi?

Madem Süleyman Soylu’yu, Numan Kurtulmuş’u içine sindirdi de onları neden sindiremedi?

Fettah Tamince'yi içine sindirdi de onları niye sindiremedi?

Erdoğan’ın “Bay Kemal, Genel Müdür” diye aşağıladığı Kemal Kılıçdaroğlu, bütün muhalefeti sağcısından solcusuna, terör bağlantısı olandan marjinal gruplara varana kadar etrafında topladı, Gül’ü de Cumhurbaşkanı adaylığına hazırladı, Cumhurbaşkanlığında tutturamadığı mayayı İstanbul ve Ankara’da tutturmayı başardı.

Erdoğan'a daha önce kendisinin nereden geldiğini hatırlatmıştık; "Sen de bir kaptanın oğluydun ve belediye işçiliğinden geldin bugünlere!"

Erdoğan hikayesinin bitişe doğru gittiğini görmek ve yelkenleri indirmek zorundadır. Gül, Davutoğlu, Akşener, Karamollaoğlu ve Destici, sadece Bahçeli’ye kurban edilemez. Bahçeli de bunu anlamak zorundadır. %65 oy potansiyeli ne Erdoğan’ın ne de Bahçeli’nin kaprislerine, zaaflarına, güç vehmine de kurban verilemez!

Kabine revizyonunda öncelikle iki bakan değiştirilmelidir, biri Süleyman Soylu’dur, diğeri Berat Albayrak’tır; sağ ittifakın önü açılacaktır!