Düşük/kuyruk siyasetçiler ve bir devrim olarak TOGG!
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, youtube’de kendi adına bir kanal açmış. 145 bin abonesi var. 4 Ay önce, “Yakın çevrenizde sizi seven güzel insanlar tutun, rezil olmanızı istemezler” başlıklı kendi yaptığı bir konuşmasını yayınlamış.
Ali Babacan konuşmasında, “Yaşı ilerlemiş bir Avrupalı bir dostumuz var. Onların da çok iyi bir networkü var. Bilinen isimler bunlar. Ve yaşı ilerlemiş insanlar. Bizim bir networkümüz vardı dedi. How do I look (Nasıl görünüyorum). Yani olur da ben kendimi bilmem, yaşlanırım. Artık saçmalamaya başlarım. Böyle bir noktaya gelirsem çok samimi bir arkadaşım beni uyarsın diye. Bir How do I look network'ü. Ne durumdayım bileyim diye. Mesela Bill Clinton'ın da böyle bir söylemi vardı. Ben başkanlık boyunca çok samimi arkadaşlarımı hep yanımda tuttum. Ve Bunlar yüzüme küfredecek kadar samimi arkadaşlarımdı. Çünkü olur da yoldan çıkarım ve yanlışlar yaparım, samimi arkadaşlarım beni yolda tutsunlar diye. Şimdi sayın Erdoğan'a bakıyorum. Ve AK Parti'yi kuran kim var kim yoksa. Ağırlığı olan, yüzüne karşı "Yanlış yapıyorsun" diyen, bizim gibi "Olmaz, yapamayız bunu" diyen hiç kimse kalmadı. İşte Türkiye'nin durumunu görüyoruz.” diyor.
Kim diyor bunu?
Kendi yoldan çıkmış bir adam!
Yaşı ilerlemeden saçmalamaya başlayana, kendine bakmayana ne denirse, CHP’nin devşirmelerinden olan Mehmet Bekaroğlu’na sorabilir.
Konuşmasının sonunda en küçük endişe yok, ‘laf söyledim’ demenin pişkin sırıtma halleri…
Etrafında ‘yüzüne küfredecek kadar yakın arkadaşlarını’ da eksik etmeyebilir.
Bu hikayenin bizim tarihimizde binlerce örneği var, “Avrupalılardan aferin almak” için çırpınan adamın, Avrupalı dostundan örnek vermesi nihayetinde bir insan tecrübesidir, bize de bir şeyler söyleme imkanı sağlar.
Diktatör dedikleri, tek adam yaptıkları Erdoğan’a kendileri “Olmaz, yapamayız bunu” demişler. Yetmemiş karşısına geçip, parti de kurmuşlar. CHP’nin zulmettiği kitlelerin hepsi Kemalist oldu, bunlar da gönüllü olarak 6 Ok’a sırtlarını dayadılar.
Babacan’ı, Davutoğlu’nu, Karamollaoğlu’nu kimlerin bedduası tuttu, kimleri kınadılar da onların durumuna düştüler acaba?
CHP’nin üstten bakan zavallı ağızları, Yassıada’da asılmayı bekleyen Demokrat Parti milletvekillerine “Düşük” diyordu, Adnan Menderes de partisinden ayrılanlara “Kuyruk” demişti.
Bir aşağılama ifadesi olarak kullanmıyorum, durumları uygun düştüğü için hem CHP’nin hem de Demokrat Parti’nin yakıştırmalarını hakediyorlar, düşük bir adamın sonra kendine kuyruk yaptığı adama “Düşük profilli” yakıştırmasını da ekleyelim, yapıştıralım suratlarına; düşük ve kuyruk siyasetçiler!
Erdoğan ne yapıyor?
Erdoğan “Ortak akıl” diyor. Ortak aklı geçtik, çoğunluğun aklına da uyulmuyor. Erdoğan, muhalefetin durumuna bakarak, rahat kararlar alan değil, çoğunluğun isteğine bakarak doğru kararlar alan olmalıdır.
Son program mesela!
TOGG teslim töreni.
İletişim Başkanlığı ne iş yapar, nasıl bir final programıdır o?
Neden üretici firmaların temsilcileri, baş mühendisler Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın etrafında değil, Emine Hanım’ın ne işi olur orada? Devrim arabalarından buyana gerçekleştirilmiş hem de hayata geçirilmiş bir devrim yaşanıyor.
O tören Külliye’de değil, Taksim Meydanı’ında ya da Kızılay’da yapılmalıydı.
Sayın Cumhurbaşkanımız bir jest de yapabilirdi, mecliste grubu bulunan partilere, parti plakalarını da hazırlatarak -CHP, MHP, İYİ gibi- birer TOGG hediye edebilirdi. Tanıtımsa tanıtım, reklamsa reklam sana!
Emine Hanım’a özel plakalı TOGG’u, basın kendi haber yapacaksa yapsın, servis edilmesi kimin aklı, kimin işgüzarlığı!
Ayrıca Emine Hanım’ın 94’lerdeki başörtüsü takma şekli daha bizden, Saraylı özentisi yansıyor bu görüntüsünde!