2015 Yılı Haziran ayının sonlarıydı sanırım.

Dinçer Suroğlu Ankara’ya gelmiş, Kurtuba’da çay içtik.

Telefonum çaldı, kendini tanıttı, Konya İl Emniyet Müdürü Mevlüt Demir’miş.

Hakkımda şikayetler olduğunu söyledi, görüşmek istediğini de, şikayetçilerin malum şahıslar olduğunu bir de, isim vermedi.

“Sami Karahan, Fevzi Kayacan falan mı, FETÖcüler mi” dedim.

“Onlar işte” dedi.

Hakkımda bir şikayet olsa savcılığa yapılır, niyetini tam olarak anlamasam da, sadece gazeteci olmadığımı, Başbakanlık’ta Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri olduğumu, Ankara’da yaşadığımı söyledim.

Şaşırdı… Hem de iyi şaşırdı.

Hakkımda yeterince bilgi toplamadan aramış demek ki!

Görüşmemizden sonra birkaç kez Konya’ya gittim ama ziyaret etmedim, nedenine gelince; yazdığım yazılardan dolayı soruşturmaların gizlilikleri, selameti zırvaları olabilirdi…

FETÖ mücadelesine başladığım günden buyana savcılarla da, emniyetçilerle de görüşmedim hiçbir zaman.

Mevlüt Demir’in niyetini anlamak istediğim için aradan iki aya yakın zaman geçtikten sonra Konya’da olduğum bir gün sabahtan aradım.

Hemen yerine geçeceğini, beklediğini söyledi, sabahın dokuzu falandı.

Çaylarımızı içtik, FETÖ sürecinden de bahsetti, konuyu hakkımdaki şikayetçilere bir türlü getirmedi, ben de sormadım.

Görüşme talebi şikayetler değilmiş, tanımakmış, anladım.

25 Ağustos 2015 tarihli “Başkan Akyürek, eski Bakan Bal ve vekil Kabakçı, Emniyet Md Demir” başlıklı yazıda Konya Emniyet Müdürü Mevlüt Demir’i ziyaret ettiğimi yazmıştım.

10.05.2016 tarihli “Başbakan uzaklaştırıldı, valiler de başkanlar da mesajı almıştır!” başlıklı yazıda da; “Sonraki gelişmeler gösterdi ki, Emniyet Müdürü Demir de tek atımlık kurşunla yetinmiş gözüküyor. Konya İl Emniyet Müdürlüğü paralel yapıdan daha çok Konya Selçuk Üniversitesi Rektörlük Seçimi’yle ilgilenmiş. Üzerlerine vazife olmayan işlerle ilgilenmek, paralel yapıdan farklı olmayan bir anlayışı bunlara da kazandırmış demek ki!” değerlendirmesinde bulunmuştum.

Mevlüt Demir kimlerin referansıyla Konya’ya İl Emniyet Müdürü olarak atandı bilmiyorum.

Görev yaptığı süre içinde KOM ve TEM Şube Müdürleri üzerinde bir yetki yönlendirilmesi yapıldı mı, onu da bilmiyorum.

Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi’nde Kurucular Kurulu Üyesi olması dikkat çekti.

Hakkında FETÖ soruşturması yapıldığı iddiaları var.

Yurtdışı yasağı olduğu, pasaportuna el konulduğu iddiaları basında yer almıştı.

Emeklilik dilekçesini verdiği ama hakkında soruşturma olduğu için dilekçenin işleme konulmadığı, emekli yapılmadığı konuşuluyor, buna rağmen iddialar doğruysa Gelecek Partisi’nin Kurucu Üyeleri’nden biri olması sıkıntılıdır.

Gelecek Partisi daha kurulmadan geçmişin karanlıklarını içinde taşıyorsa, önce kendi geleceğini kurtarmaya bakmalıdır!