Bizim bağın koruğu!
Yıllardır yazıyorum.
Anladığım bir şey var.
İnsanlar inanmak istediklerine falan inanmıyorlar aslında, o kadar düşünecek zamanları da yok, anlamak için araştıracak zamanları da.
Kendi yaşam şekillerine göre inanmak istediklerinde seçici davranıyor; birileri ister düşünceli, ister düşüncesiz bir paylaşımda bulunsun, onun aktarıcılığını yapmak ya da birkaç değişiklikle aynı anlama gelebilecek cümleler kurmak birçok insanın işine geliyor.
Bu ülke insanın tek bir sorunu var, o da düşünmek.
Düşünmek en zor iştir.
Bizler hayal kuran, düşünceden uzaklaşan insanlarız.
Düşünmek yakıcı bir şeydir, insanı kavurur, yakmakla kalmaz, insanı yerinde durdurmayan, koşturan bir sorumluluk yükler.
Bütün samimiyetimle bir itirafta bulunuyorum: Elimde bütün çıplaklığıyla hakikat budur diye paylaştığım belgeleri gören kişilerden din alimi olan da oldu, yazar da, akademisyen de, siyasetçi de.
Aldığım cevaplar aşağı yukarı aynıydı; "Bizim bağın koruğu!"
Herkesin oynayacağı bir lunaparkı var.
Oyuncak da var fazlasıyla, biriyle de yetinilmiyor, ayrıca ayıp bir şey tek yalana mahkum olmak bu yalan dünyada!
Din, felsefe, sanat, edebiyat düşüncenin değil meşhur olmanın, ahlakın değil ahlaksızlaşmanın referanslarını oluşturuyor.
Güzel konuşuyor, güzel yazıyor, güzel oynuyor dediğimiz birçok insanın ahlaklı bir yaşantısı yok maalesef.
Ahlak helalle yetinmektir sadece helal olanla!