Bir kadın başöğretmen, iki de kazık kadar öğrenci karşısında.

İkisi de kendi partisinden değil, ikisi üzerinden kendine alan açmaya çalışan cin fikirli bir zavallı.

“Birlikte başaracağız” yazıyor.

Seçecekleri cumhurbaşkanı adayı yok resimde.

Cumhurbaşkanı adayının belediye başkanları, kendine destek veren kadının kullanılışlı reklam malzemesine dönüşmüş.

Ne adayın itirazı var ne de adayın partisinden belediye başkanı olan kişilerin.

Bütün şehirlerde aynı resim.

Önce ‘aday olun’ çağrısı yaptı, cevap alamayınca kendine payanda.

Nasıl cevap alsın, bir yıl sonra yerel yönetimler seçimi var.

İpleri Kemal’in elinde.

Oynadıkları oyun ellerinde patladı.

Sarılmalar, miting yapmalar, Kemal’e Deniz Baykal’ı yedirten üst akıl onlara papuç mu bırakır mı?

“Uzun Bacaklı Adam'ın yediği Sazan: İmamoğlu!” başlıklı yazıyı hatırlatmakla yetineceğim.

İktidara karşı algı oluşturan muhalefet kendi aralarında da algı yarışına giriyor.

Hepsi bir birini kullanan, hepsi de işleri bittiğinde kullandıklarını bir kenara atacak olan kişiler.

Medya da veriyor gazı.

İftar yemeğinde bile protokol hesabı.

İki belediye başkanını çantacı siyasetçilerle kıyaslıyorlar aldıkları oy oranlarıyla.

Kendi başlarına aday olsalar sanki o oy oranı yazılacak hanelerine.

Davutoğlu da aynı hesap üzerinden kasılabilir %49.5 diye.

Ne realite var ne hesap ne de reel politik denklem.

Cehalet paçalarından akıyor.

14 Mayıs’a kadar kurulan hayalin bin bir çeşit oyunlarını izleyeceğiz.

Proje ittifakı’nın elle tutulur projesi bile yok.

Tek projeleri Cumhurbaşkanlığı, cumhurbaşkanlığı yardımcılıkları, bakanlık dağılımları, milletvekili kontenjanları.

Kota siyaseti.

Bu kadar düzeysiz insanın ardından gidenlere ne demeli.

Demokrasi değil bu, ideolojik körlük, hırs, düşmanlık, cahil cesareti!