Bir tuhaf sipariş edilmiş hayal dünyası!
Bazı çocuklar, babalarının mirasını yeme alışkanlıklarını, siyasi mirasını da yemeye taşıyacak kadar kurnaz olurlar.
Babaları bile sağlığında kendi siyasi mirasının yükselişini, düşüşünü yaşamıştır, bunlar oradan ganimet devşirecekleri zannına kapılırlar.
Kendi elleriyle düştükleri komedi filminin biraz izlenmesi bile bunların omuzlarını kabartır.
Hep yaşayacak şarkiyatçılık, hep yaşayacak şark kurnazlığı.
Bunlar mirasyedi de, yanlarına takılanların bunların peşine takılıp harcadıklarına üzülür insan!
Eski siyasetçilerden bazılarını anlarım, bir şey olamayacaklarını bilseler de danışılan akil adamlar olur; matbaacısını anlarım, onlar afiş-broşür basar üç-beş kuruş kazanır; hatta berberini bile anlarım, onlar da en azından yönetimdekilerin tıraşlarını yapar; benim anlamadığım diğerleri...
***
odatv için bir liderin hırsız olması, dolandırıcı olması hiç önemli değil, yeter ki eşi, sevgilisi açık bir bayan olsun.
Öyle ahlaksızlar ki, “Kaybettiğiniz "first lady"yi görün istedik... Türkiye liderinin eşi o olabilirdi” başlığını atıyorlar.
Türkiye’nin lideri denildiğinde Erdoğan’ı anlıyorsunuz, haber içeriğine baktığınızda Cem Uzan olduğunu.
Cem Uzan’ın Türkiye’nin lideri olması isteği, eşi ya da sevgililerinin açıklığıyla örtüştürülüyor.
Alın size sapık medya!
***
Cübbeli şarlatanı 2000 (İki bin) selefiyeye yakın derneğin silahlandığını ve bunlardan 150 (Yüz elli) derneğin ismini verebileceğini söyledi.
Savcılık ifadesini almak üzere çağırmış.
Süleyman Soylu, Anayasa Mahkemesi Başkanı’na kükrediği gibi niye bu kefenci müptezele kükremiyor?
"Sen benim içişleri bakanı olduğum bir ülkede bu yalanı nereden uyduruyorsun, ben buna müsaade eder miyim, sen dernekleri değil beni suçluyorsun, bu bilgiler bende yok, sen nereden aldın, bakan sen misin, ben miyim" diye çıkış yapmıyor.
Görüntülerin bile bitiremediği yaratığa Soylu bir şey der mi acaba?