Berat gitti, Ağbal gitti, Kavcıoğlu neyi başardı?
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın faiz artırımı sonrası görevden alındığı iddia edildi. Yeni Başkan Şahap Kavcıoğlu artırılan faizle ilgili bir indirim açıklaması yapmadan görevine bugüne kadar devam etti.
Faiz artırımı doları düşürüyor, diğer tarafta alım gücü olmayan tüccarın ve vatandaşın kredili işlemlerinde faiz artırımı elindekini de eritiyor.
Türk Lirası'nın kendi değerini koruması için üretimin şart olduğunu siyasiler de, ekonomistler de söylüyor.
Pandemi döneminin zorluklarını hesaba katmıyor değiliz, benim esas sorum bir başkan değişikliği faiz artırımı gerekçesiyle yapılıyor, faizler yeni atanan başkan tarafından da düşürülmüyor, hatta artırılıyor ya da sabitlenmesi kararı alınıyorsa Ağbal'a kızmanın bir anlamı var mı?
Değişim bir yanlış karar verildiği gerekçesiyle yapılıyorsa, yeni atanan kişi tarafından da faiz indirimi gerçekleştirilir.
Muhalefetin "128 milyar dolar nereye gitti?" sorusunu anlamsız buluyorum. Merkez Bankaları'ndaki tek kuruşluk para hareketi Londra'dan da görülür, New York'tan da görülür.
Dünya bankaları kara paranın aklanması durumunda o ülkenin para değerini uluslararası düzeyde hemen belirler ya da geliri belli olan paranın bir yerlere aktarılmış olmasını da takibe alır. Bu paralarla ister altın, ister döviz alınsın dünya ülkeleri kendi paralarını diğer ülkelerin paraları karşısında ortak bir kararlılıkla korumak zorundadır.
Berat Albayrak "Düşük faiz, yüksek kur!" politikasını izlediği için görevden istifa ettirildi, Naci Ağbal faiz artırımı yaptığı için görevden alındı. Bunun hangisi doğru? Demek ki ikisi de yanlışmış, geriye üçüncü doğru bir yol var mı? O da yok!
Bu ülkede bir beka sorunu var. O da Türk Lirası'nın beka sorunudur. Şahsi kanaatim Merkez Bankası'nın bağımsız olmaması falan değildir, ülkeyi kim yönetiyorsa elbette ki belirleyici olan da siyasi irade olacaktır. Bazen bağımsızlık çığırtkanlıkları tam da emperyalizme bağımlı olmayı getirir.
Ben sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan'dan şunu istiyorum:
"Bütçemiz şu kadar, bütçemizden yatırımlar için şu kadar, işçi, memur maaşları için şu kadar harcandı. Elimizdeki para da bu kadar!"
Muhalefet partileri yine eleştirilerini yapsın. Harcamaları sorgulasın. Ekonomistler bu harcamaların gerekli olup olmadığını da bizlere rakamlarla açıklasın. İktidar partisi şeffaf olmamakla suçlanıyor, muhalefet de bez afişlerle doğru ya da yanlış bir algı oluşturuyor. Sizin işiniz slogan üretmek değil, ciddi bir şekilde milletin parasının nerelere harcandığını takip etmek ve rakamlarla iktidarın yanlışlarını yüzlerine vurmaktır.
Bu ülkede kimse aklını kiraya vermiş falan değildir. Yeter ki dürüst olunsun, bedelse millet olarak bedel de ödenir, bir yanlış varsa da durduğu yer değiştirilmese dahi birlikte siyaset yaptığı insanlar sorgulanır.
Ne iktidar şeffaf ne de muhalefet sorgulamalarında şeffaf!
Kimse dersine iyi çalışmıyor, taraftarların alkışları arasında sahne tozu yutmak siyasi aktörlerimizin işine geliyor!