Geçmiş zamanda bir arkadaşımla birlikte çekildiğimiz fotoğrafı sosyal medyada paylaşmıştım. Arkadaşımın arkadaşı fotoğrafı görmüş, arkadaşımı arkadaşı olarak uyarmış; “Siyasi hayatın bitti” demiş!

Yine geçmiş zamanda Konya eski milletvekili Kerim Özkul eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun talimatıyla Konya AK Parti İl Başkanlığına atanacak isimle ilgili bilgi toplama görevini üstlenmişti. İl Başkanı’nın belirleneceği günün bir önceki akşamı kendisini aradım, konuşulan isimlerle ilgili kanaatimi paylaştım. Çok nezaketli bir şekilde dinledi, “Eleştirme, isim öner o zaman” dedi.

"Aradığınız şartlar, yolsuzluğa bulaşmayan, yolsuzluklarla mücadele eden, FETÖ’ye karşı kararlı bir mücadelesi olan, belediye başkanlarını ve milletvekillerini koordine edecek, çalışmalarını takibe alacak bir isimse kendimden başka kimse aklıma gelmiyor” dedim.

Birkaç saniye sessizlik yaşandı aramızda, “Merak etme kendimi önerecek değilim, benim il başkanlığıma öncelikle siz, sonra Recep Konuk tayfası, Hüseyin Üzülmez güruhu, KONTV şebekesi, Tahir Akyürek’inden Uğur İbrahim Altay’ına varana kadar hepsi karşı çıkar, sana kendimden başka bir isim önereceğim” dedim.

Bu diyaloğu Konya eski milletvekili Mustafa Kabakçı’yla da paylaştım. O da “Senin il başkanı olmana Başbakan Ahmet Davutoğlu bile güç yetiremez” dedi. O gün ben de “Sadece Davutoğlu değil Cumhurbaşkanımız Erdoğan da güç yetiremez” demiştim.

Konya’da bir il başkanı arayışına girilecek mi yoksa Hasan Angı’yla yola devam edilecek mi bilmiyorum. Bildiğim bir şey var, değişen bir şey olmayacak. Siyasi olarak belirleyici olabilen bir yere gelseydim, birçok insanın siyasi hayal kurmasını bile engellerdim ama bir gerçek daha var, siyasi belirleyicilik kolay elde edilecek bir güç değildir, onun için de aynı kafada insanların olması, bir ekibin kurulması gerekir. Diyeceğim o ki, öyle bir ekip kurmam mümkün olamayacağına göre, öyle bir görevi dillendirmek bile yersizdir!

Sözün en başına döndüğümüzde, siyasi hayatını bitirdiklerim oldu mu bilmiyorum, bazı isimlerle uğraştığım için onların siyasi yollarını açan olduğum da hep konuşuldu. Bir gerçeğin gözardı edilmemesini hassaten istirham ediyorum, benim uğraştığım insanlar siyaseten esir alınmıştır, bakan olabilecek adamlar da birer dönem milletvekili yapılmıştır, o kirli adamların yanında olmayı birileri kendilerine yakıştırabiliyorsa az-buçuk o kirlenmişlikler de kendilerinde var demektir. Menfaat kardeşlikleri, rant, şöhret, birliktelikleri 'hayırlı olsun' diyecek de değilim, hepsi bir gün bu kirlenmişliklerin hesabını er ya da geç verecek.

Mecliste de Genel Merkezde de bulundum. Siyasetin bir film seti gibi olduğunu da müşahade ettim. Yönetmen ‘kayıt’ dediğinde kavga başlıyor, ‘tamam’ dediğinde de oyuncular film setinde yorgunluklarını birlikte gideriyor, çaylarını, kahvelerini birlikte içiyor!