Daha önce pısırık, aşağılanan, gıkı çıkmayan, yobaz dedikleri insanlar vardı.

Kırıp dökmeden o insanlar bugün iktidar oldu.

Tasvip ettiğim bir yakıştırma değil elbette ama Erdoğan'a bugün o kan emici sülükler "Diktatör" diyor.

Bu bile az bir şey değil bu bile!

Bu ülkenin onurlu yazarları, şairleri, kendi adlarıyla anılan; iltifatı, takdiri hep kendilerinde yaşayan; bir başkasını takdir etmeyi pek de kendilerine yediremeyen Alev Alatlı ve rahmetli Nuri Pakdil, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı takdir etmiş, hakkettiği övgüleri sunmaktan çekinmemiştir.

Aydınlık Türkiye'nin mimarlarından biri olan Erdoğan, parkasız bir devrimcidir.

Kendini türbeye döndüren yazar ve şairlerin Erdoğan'la ilgili bir değerlendirmede bulunmaması, kendi dünyalarının kralı olmaktan başka bir şey değildir.

Anadolu kısrağı binicisini bulmuştur.

Bizim Erdoğan sevgimiz ve takdirimiz bir taraftarlık sevgisi de değildir, kendimizden bir şeyler bulmanın karşılığıdır.

Ben Tayyipçilik yapmıyorum.

AK Particilik yapmıyorum.

Sadece kendime yakışan yerde duruyorum.

İktidar nimetlerinden yararlanmadan.

Benden bir şeyler koparması da cabası.

Milletimize hayal edemediklerini kazandırması yeter!

Siyaset bazıları için ellerine tutuşturulan kıymetli bir oyuncak gibidir. Ellerinden aldığında mızıkçılık yapar, kendini yere atar, sokak ortasında avazı çıktığı kadar bağırır, debelenir. Ağızlarına emzik sokmadan da susturamazsın.