Türkiye iki (2) gündür Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan ve eşi Hasan Pekcan'a ait olan iki firmanın Ticaret Bakanlığı'na 9 milyon liralık dezenfektan ürünü sattığını konuşuyor.

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, kendi bakanlığına kendi şirketinden 9 milyon liralık dezenfektan ürünü almış.

Bakan Pekcan'dan bir açıklama gelmiş değil.

Satış yapıldığına dair faturalar da yayınlandı.

"İhale açıldı, ihaleyi sahibi olduğumuz firma kazandı" gibi bir açıklamanın yapılması da mümkün.

İhale şartnamesi yok ortada, adrese teslim bir şartname de hazırlanmış olabilir.

Bir bakan kendi firmasının ürününü kendi bakanlığına alacak kadar küçülebilir mi?

Hadi o küçüldü diyelim, bilginin doğru olması durumunda bu hanımefendiyi sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan hâlâ niye oturtuyor o koltukta?

Biz bu şaibeyi kaldıracak kadar küçülmedik!

***

Cumhur İttifakı’nın öncelikle yapması gereken şey milletvekillerinin bakan olmasını sağlayan kanuni bir düzenlemeye gitmesi olacaktır.

Milletvekili bir bakan olarak atandığında milletvekilliği neden düşsün?

Anayasa maddesi çıkaracak bir çoğunluğu yakalan bir parti nasıl olur da kendi eliyle kendi ayağına sıkar?

İttifak yasası da aynı şekilde olmazları oldurdu, büyük küçük parçaları biraraya getirdi. İttifaklar içinde yer alan partiler için baraj sorunu kalmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hafızasını yenilemesi gerekiyor!

Referandum yasalarını hazırlayan ekip O’na FETÖ kadrolarını üst kurullara taşıtmış oldu. Bizler de demokrasi adına oy kullandık, üst akılın oyununa oylarımızı verdik. Hâlâ o yasaları kendine kabul ettirenler, yeni hazırlanan yasalarda aynı aklı işletiyor, aynı darbeleri vuruyor.

Erdoğan referandum yasalarını kendisine dikte edenlerden, hazırlayanlardan hesap sormalıdır, boynunun borcudur!

***

Bakanlıklar teşkilatlardan uzak, teşkilatların emekleri üzerine kendi saltanatlarını kuruyor.

Teşkilatlar bakanlıkların da belediyelerin de üzerinde olmalıdır. Millete hesabı bakanlar değil teşkilatlar veriyor.

FETÖ bir yere birini atadığında salahiyeti atadığı kişiye bırakmıyor, atanan kişinin bağlı olduğu bir abi ya da abla var, alt kadroları da örgüt belirliyor. FETÖ’nün kılcal damarlara kadar sızma başarısı da oradan geliyor.

Teşkilatlar belediyelere ya da kurumlara temizlik görevlisi, güvenlik görevlisi alım işleriyle uğraşan olmamalıdır. Teşkilatlar milletvekillerinin de, belediye başkanlarının da üzerinde bir yetkiye sahip olmalıdır ki, hesap verdiği gibi hesap soran bir yetkiye de kavuşabilsin.

Ama bu haliyle değil. Bu teşkilat yapısıyla değil. Bu kafayla hiç değil.

Seçilmiş başkanlar olacak ki, atanmışları dört bir yandan kuşatabilsin!