AŞK
Kendimi bildim bileli bir aşk hali yaşıyorum.
Tutkulu bir aşk.
Bazen karşılık gören, bazen karşılık bulmayan, her durumda ruhumla, yüreğimle, bedenimle sarmaş dolaş olduğum bilinçli bir aşk.
Bendeki hiç tükenmeyen bir sevda; biri bitmeden bir başkasında kendimi bulduğum, gönlü geniş bir çapkınlık hali…
Aynı anda kaç aşk yaşadığımı unutturan, her birine aynı tutkuyla bağlayan, her birinin hikayesini yaşayarak yazdığım, her birine dokunduğum, her birini iliklerime kadar hissettiğim, her birini yaşatmak için her şeyi göze aldığım bir aşk.
Ütopya değil, hayal değil, geçmişten içimde kalmış bir ukde hiç değil, sonraya bırakılan değil, ânı yaşayan, yarına bırakılmayan bir aşk.
Bütün aşklarım kayıtlara geçti.
Gizli saklı köşe başlarında yaşamadım.
Hepsiyle nikah kıydım.
Ne belediye başkanlarının, ne nikah memurlarının imzası yer aldı nikah defterlerimizde ne de bir imam kıydı nikahlarımızı.
Karakollarda imza attım, savcılar, hakimler, zabıt katipleri onlarca kez, onlarca imza attı.
Çirkin güzel, uzun kısa, uysal kızgın, dost düşman demeden hepsini çektim kendime, hepsiyle ama hepsiyle başedecek kadar geniş bir yürek taşıdım.
Başıma gelmeyen kalmadı.
Bir gün ateşin ortasında buldum kendimi, bir gün sürgün hayatı yaşadım, bir gün firari oldum, bir gün nezarette sabahladım.
Asla vazgeçmedim.
Sadece kendimle de sınanmadım.
Gün geldi ailemle, gün geldi çocuklarımla, gün geldi işimle terbiye etmeye kalkıştılar; bilemedikleri bir şey vardı, sınadıkları ne varsa hepsi benimle sınanmış insanlardı.
Aşkla yaptım ne yaptıysam, aşkla yürüdüm belaların üzerine, aşk cebimi de yaktı, bedenimi de; gün geçmiyor ki har’a bir odun daha atılmasın!
Yaşamadığım hiçbir şeyi ne yazılarıma başlık attım ne de nasihatçi kesildim birilerine karşı; ne yaşadıysam kendim için yaşadım, için için içim yandı, piştim pişeceğim kadar, bütün pişkinlikleri tanıdım.
Belki de aşk kaderimdi
Belki de tesadüf değildi
Adımın baş harfleri...