Bülent Arınç’ın kendi açıklamasıyla Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyeliğine Cumhurbaşkanımız Erdoğan tarafından atandığını öğrendik.

Düne kadar Arınç’a verip veriştirenler Erdoğan’ın hatırına bundan sonra geçiş sürecinde hafiften dokundurma dahi yapmadan bu atamayı kabullenmiş olacaktır.

Bülent Arınç, Manisa’da katıldığı iftar programında, "Onlara göre biz yok olmuştuk, bitmiştik. Şimdi Cumhurbaşkanımızın yanında Yüksek İstişare Kurulu'nun Başkanı kendisi olacak, biz de yanında olacağız. Böyle bir şeyi Rabbim sadakatin sonucunda veriyor, yalakalığın sonucunda değil" demiş.

Doğrudur, Bülent Arınç Erdoğan’a yalakalık yapmamıştır, O’nun yalakalık yaptığı yer, cübbesini giymeye hazır ettiği yer olmuştur.

Erdoğan’ın Abdullah Gül’e böyle bir teklifte bulunması ya da Gül’ün teklif edilse dahi kabul etmesi mümkün gözükmüyor.

Bülent Arınç’ın daha önceki açıklamalarına atıfta bulunarak kendisine Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu’yla ilgili bir davet görevi verilse, yerine getirebileceğini imâ etmişti.

Madem Erdoğan siyasi konjonktüre uygun şekilde bir davranış sergileyebiliyor, Ahmet Davutoğlu’na da Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevi teklif edilebilir.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı görevinde bulunan Fuat Oktay bürokrat gibi davranıyor, Davutoğlu siyasi yönü doldurabilir.

İstanbul seçimleriyle ilgili açıklamalara bakılarak bir karşı çıkış da sergilenemez, Arınç’ın açıklaması YSK’nın gerekçeli kararını değerlendirmekten çok İmamoğlu’na destek niteliği taşıyordu, Gül ve Davutoğlu’nun açıklamaları da destek anlamına gelmekle birlikte, Arınç’ın açıklamaları yanında, teknik dilin bel altı vuruşu vardı.

AK Parti’nin patronu Erdoğan, seçmen de öyle görüyor, ortak akıl, milli irade falan hikaye. Milli irade sadece muhalefet karşısında kullanılan, sıkı sıkıya da bağlı kalınan bir söylev.

AK Parti sayesinde vesayetlerin kaldırılması anlamında karşılık buldurulan bir siyasi kararlılık tekamülüne de erişti.

Erdoğan siyasi satranç tahtasını önüne koymuş gözüküyor, piyonlar nasıl olsa her zaman yenilmeye de, karşı tarafın vezir ve şahlarını devirmeye de oyun kurucunun görevlendirmesiyle hazır bekliyor.

Vezir, fil, kale, at ne varsa peş peşe toplasa da şaşkınlıklarımız zaman aşımına uğrayıp tekrarlamasa!