İslam’ın ilk emri bütün ilahları, tanrıları, otoriteleri reddetmek, sadece Allah’ı ilah olarak kabul etmektir.

Bir insan ancak ve ancak Allah’a ve Resulü Hz. Muhammed’e itaat ederek Müslüman olabilir.

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed bütün tanrıları reddettiğini, ilah olarak sadece Allah’a iman ettiğini söylediğinde Kur’an’ın hiçbir ahkam ayeti nazil olmamış, hüküm ayetlerinin hiçbiri kendisine bildirilmemiştir.

Sadece putları ve Allah’tan başka otoriteleri reddettiğini bildirdiği için kavminin ileri gelenleri, Ebu Cehiller, Muğireler, Ebu Sufyanlar, Ebu Lehepler ve en yakın akrabaları karşısına dikilmiştir.

Günümüzde Kur’an’ın bütünü elimizde olduğu halde günümüz Müslümanlarının tanrılarla, hayatımızı kuşatan tanrılaşmış insanlarla neredeyse hiçbir sorunu yoktur.

Müslümanlar giyim-kuşam şekillerine dokunulmaması şartıyla Allah’ın ayetlerine karşı değil, kendini ilahlaştıran insanların yasalarına boyun eğen bir duruma gelmiştir.

Hz. Muhammed’in (s.a.v.) İslamla şereflenmesi sonrası ilk yaptığı Müslümanlığa kalben iman etmiş, diliyle ikrar etmiş kişilerle biatleşmesi olmuştur. Biat karşılıklı bir ahitleşmedir.

Biat; Müslümanların Allah’ın ayetlerini yaşayacaklarına ve birbirlerini ne pahasına olursa olsun koruyacaklarına dair sözleşmedir.

Müslümanlık İslam’ı yaşamak, İslam’ı yaymak ve İslam’ın hükümlerini uygulama çabasıdır.

Müslümanlık Allah’la, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’le ve Müslümanların birbirleriyle ahitleşmesidir.

Bizler Allah’la yaptığımızı iddia ettiğimiz ahitleşmeyi bozduk, başka ilahların otoritelerin hayatımızı dizayn etmesine boyun eğdik. Paygamber Efendimizle yaptığımız sözleşmeyi bozduk, O’nun önüne başka insanları geçirdik. Birbirimizle zaten ahitleşeceğimiz bir şey de kalmadı!