Allah gibi davranıyoruz, Muhammed olmak istemiyoruz!
Müslümanlar Allah gibi davranıyor, kimse Muhammed olma niyeti taşımıyor.
Hepimiz bizleri Allah’ın yarattığına inanıyoruz, Allah’ın kitabına karşı kendi kitaplarımızı yazan, herkesi de kendimize peygamber kılmak isteyen bir ilahlık taslıyoruz.
Hiçbirimiz Muhammed (s.a.v.) olma derdi taşımıyoruz.
Hepimizin insanlara buyrukları, hepimizin insanlara nasihatleri, hepimizin insanlardan istekleri var. Kimse kul olduğunun farkına varıp da Allah bizden şunları istiyor, nasıl yaşandığını da Hz. Muhammed (s.a.v.) bizlere göstermiş, O’nun gibi yaşamalı inancını taşımıyor.
İnsanlara verdiğimiz sevap ve günah puanlarımız var, sevabı ağır basıyorsa puanını yükseltiyor, günahı ağır basıyorsa puanını düşürüyoruz.
Allah gibi davranmayı biliyoruz ama elimizi atmadığımız, en küçük bedel ödemeyi göze alamadığımız işleri de Allah’a havale ediyor, bütün utanmazlığımızla sorumluluklarımızı ilahi adalet sığınmacılığıyla katlediyoruz.
Hiçbir şeyden sorumlu olmayan, sorumluluğu başkalarına yükleyen ya da ilahlık payesi ağır kaçıyorsa Abdülmuttalib gibi “Kabe’nin Allah’ı var” diyen kolaycılıkları tercih ediyoruz.
Abdülmuttalib’in yaşadığı toplumda bir kitap da, bir peygamber de yoktu, yine de Ebrehe’nin ordusuna teslim olmayan, ‘ben güç yetiremesem de bu Kabe’nin Allah’ı var’ diyen, tarafını belli eden bir yerde duruyordu.
Günümüzde Ebreheler karşısında, ‘sizi hesaba çekecek bir Allah var’ diyemediğimiz, tarafımızı belli edemediğimiz gibi, Ebrehelerin koltuk değnekliğini yapıyor, onların talanlarından nasiplenmenin yollarını arıyoruz.
Siyaseti Erdoğan’a teslim et, dini hacı-hoca, şeyhlere teslim et, sonra da bu insanların yanlışlarından kendini sorumlu tutmayan, cezalandıran ya da yeri geldiğinde mükafatlandıran bir ilahçılık oyna!
Onu da beceremiyoruz aslında, kendimizce cezalandırdığımız ve mükafatlandırdığımız insanlara teslim oluyor, bir süre sonra onları insan olmaktan çıkarıyor, işimize geldiği sürece taştan put haline dönüştürüyor, işimize gelmediğinde de elimizdeki sihirli değnekle taştan putu, helvadan puta dönüştürüyor, bir anda yiyoruz.
Domuz eti haram kardeşim, insanların haklarını gasbederek sofrasına inek, keçi, dana eti taşıyan insanın yediği et helal de olsa, yedikleri helal mi? Domuz eti yiyenin zararı kendisine, domuzlaştırdığımız insanlar dünyayı yiyor, doymak bilmiyor, onlarla ilgili söyleyebileceğimiz söz bile yok.
Allah’ın kendini belirlediği ve tanıttığı bir Allah inancına sahip değiliz, kendimizin belirlediği ve tanımladığı bir Allah inancımız var.
Allah’a istediğimizi affettiriyoruz, istediğimizi cezalandırtıyoruz. Allah’ı bile yönlendireceğine inanan mercimek kadar beyinlerimiz var(!)