AK Parti neden kaybetti?
24 Haziran 2018 Genel seçimleri'nde hakkımda 10 yakalama, bir de kesinleşmiş hapis cezası vardı.
Konya 2. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu yargılanan FETÖcü avukat Memduh Oğuz'un tutuksuz yargılanması kararını verdiğinde, "Güle güle Memduhcuğum, bizden bu kadar!" başlıklı bir yazı yazmış, kaçmasını sağlayacak bir karar olduğunu söylemiştim. Dediğim gibi de oldu; adam Amerika'yı boyladı.
Memduh Oğuz dediğim adam, FETÖ'nün Fenerbahçe'ye çektiği operasyonda TFF Disiplin Kurulu Üyesi olarak, Aziz Yıldırım'ın cezaevinde ifadesini alan, tutuksuz yargılandığı dönemde de arabasında arama yapılan, silah ve paralar çıkan adam.
15 Temmuz işgal/darbe girişimi sonrası 2. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı Memduh Oğuz hakkında yakalama kararı çıkarılması talebinde bulunuyor, mahkeme başkanı ve bir üye yakalanmasını onaylıyor, üyelerden biri, "Yeni bilgi ve belge sunulmadığı için yakalanmasını gerektirecek bir durum yoktur." diye karara şerh koyuyor. Ben de "O şerhi nasıl düştün Allahsız!" başlıklı bir yazı yazıyorum. Hakîm o yazıdan dolayı hakkımda suç duyurusunda bulunuyor, " Din, dil, ırk ayrımcılığı"ndan yargılanıyorum. Adama vicdansız dediğimi çocuk anlar ama savcılar ve hakimler anlamıyor, 1 yıl 2 ay hapis cezası veriliyor. İstinaf da onaylıyor, Yargıtay yolu kapalı o günlerde, hüküm kesinleşiyor. 2. Ağır Ceza Mahkemesi ve Üyeleri de suç duyurusunda bulunuyor hakkımda, "Hakaret ve terör örgütlerine yargı mensuplarını hedef göstermek"le suçlanıyorum. FETÖcüleri sevindirecek kararları veren hakimler değil, onların kararlarını sorgulayan ben terör örgütlerinin hedefindeyim denklemi üzerinden savunmamı geliştiriyor, beraat ediyorum. FETÖ'yle mücadele eden adam Konya 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor hem de.
Hakkımda açılan davalara da kesinleşmiş hapis cezam olduğu için katılamıyorum, üç kez tarihli duruşmaya katılmadığında mahkeme yakalama kararı veriyor. Bu karar gerekli bir karar, suçlunun ya da şüphelinin ifadesi alınabilsin ki, mahkeme ona göre karar versin.
Seçim tarihi geldiğinde 10 yakalama, bir de hapis cezası beni bekliyordu. 2 Yıl firari hayat yaşadım. Dışarıdasın ama hapisten beter kaçak yaşamak. Gidip yatacağım ama kendime yediremiyorum, yargılanması gerekenler meslek dayanışması ayrıcalığıyla hapse gönderiyor beni.
İkametgâhım Ankara'da, ben Konya'dayım. Yolda çevirmeye yakalanmak da var. Tek duam "Oyumu kullanayım, öyle yakalanayım!"
Gidiyorum Ankara'ya, kullanıyorum oyumu. Üzerimde öyle bir rahatlık var ki, vazife aşkla şevkle yerine getiriliyor. Tayyip benim durumumda olsa kendisi için yapmaz bunu!
O gün dönüyorum Konya'ya, gecenin üçünde Ankara'daki evim basılıyor, arama yapılıyor, çocukların bazalarının bile altına bakılıyor.
Gelelim 31 Mart Yerel Seçimlerine!
Büyükşehir Belediye Başkanı halkında birçok belge yayınlıyorum, siyasilerle de paylaşıyorum, adam belediyede hafıza bırakmıyor, daire başkanlarının, müdürlerin hepsini değiştiriyor, bir devr-i sabık yaşanıyor, yapılanları da yıkıyor sadece personel değil yerle bir ettiği, sanırsın kendisinden önceki başkan CHP'li. Bu dönem yine aday gösterildi. Hatay'a yapılan yardım adamı kahraman yaptı ama Konya biliyor adamın tiyniyetini. 2019'da %70.5 olan oy, 31 Mart'ta %49.5'a düştü.
Sadece şehrin hafızasını katletmekle kalmadı adam, kendisinden önceki belediye başkanına operasyon çekilmesine de göz yumdu, belki de göz kırptı! Konya'nın ilçelerinde tek karşılığı olan, belediye başkanlığından milletvekiliğine geçen insana da itibar suikastı yapıldı.
AK Partili siyasilerin genel bir sorunu bu, her siyasetçi, siyasî tarihi kendisiyle başlatan bir hödüklüğü yaşıyor, şehirlerde kanaat önderi bırakılmadı, hazır kıtalar da ateş denilmesine alıştırılmış. Türkiye'de de kanaat önderi bırakılmadı, sözüne itibar edilen ne gazeteci kaldı ne de akademisyen!
Yeterince uzattığımın farkındayım, AK Parti'nin kuruluşundan buyana bu partinin içindeyim, Genel Merkez'de Yerel Yönetimler danışmanlığı da yaptım, başbakanlıkta danışman olarak da çalıştım. Eşim Nilgün hanımefendi de hem kadın kollarında hem de ana kademede MKYK üyesi olarak hizmet verdi. 2008 Yılında AK Parti'nin kapatılması davasında 5 yıl siyasî yasağı istenen 71 kişiden biriyim.
2018 yılında hakkımda yakalama ve hapis cezası varken oy kullandım, 31 Mart Yerel seçimlerinde hiçbir hukuki sıkıntım yokken istemeye istemeye oy kullandım.
Benim gibi bir adama bile bu yaşatılabiliyorsa farklı yerlere kayan, tepki gösteren insanlardan önce suçlanması gerekenler doğru tespit edilmelidir. Seçecek olan milletse milletle inat etmeyeceksiniz. Reis'in hatırının bile bir ömrü varmış demek ki! Biz, partimiz mahkemelik olduğumuz birini aday gösterdiğinde hem uğraşır hem de oyumuzu veririz de, millet biz değil!