AK Parti’nin iktidarından buyana Türkiye değişti.

Yönetim kadroları değişti.

Erdoğan’ın yanında, kurucu kadrodan ve yönetim kadrosundan yola koyulduğu birkaç kişi kaldı sadece.

Birlikte yola çıktıklarından yanında olmasalar dahi, gönül bağını yanındakiler kadar, belki de daha fazla koruyanlar da var.

Birçok insan değişti, birçok anlayış değişti, birçok makam değişti, tek kendini bütün bunlara rağmen değiştirmeyen AK Parti’ye oy veren seçmen oldu.

Onlar içinde de tepeye kızgınlıkla yer değiştiren az bir kitle olsa da, iktidarı koruyan bir bağları var hâlâ.

Yerel seçim sonuçlarıyla genel seçim sonuçlarını bu değişimde farklı değerlendirmek gerekiyor.

AK Parti kendi ilkeleriyle olan ittifakından ne kadar ayrıldıysa, o kadar siyasi ittifaklara ihtiyaç duyacak duruma geldi.

Bütün siyasi partilerin bir cephede toplandığı dönemde bile Erdoğan Cumhurbaşkanı seçildi.

AK Parti iktidarını destekleyen gazeteler de değişti.

İktidar gücünün karşısında boyun eğen gazete patronları da oldu, medya organlarını satışa çıkaran muhalif patronlar da.

AK Parti’ye destek veren, hâlâ da desteklerini sürdüren yazarların kendi şahsiyetlerini koruyan duruşları nedense sosyal medyada karşılık bulamıyor.

Fatih Tezcan gibi konjonktür artıkları nihayet kendi başını yedi.

Abdurrahman Dilipak gibi adamlar da etkinlik alanı zehaplarının çukurunda debelenecek duruma geldi.

AK Parti’nin destekçisi olan gazeteci ve yazarları demek istemiyorum, düşünce yakınlığı olan yazarları yeniden ciddiye alması gerekiyor.

Siyaset rakiplerini yok etmeye dönük bir harekettir, ortada kanaat önderi bırakmayacak bir histeri tutulması yaşandığında, meydanı meddahlara bırakırsın ki, onlar da kesesinden kim fazla çıkarırsa onlara hizmet etmenin zamanını kollar.

AK Parti içinde zaman zaman bazı isimlerin belli bir gücü vardı, onlarla birlikte anılan milletvekilleri de oldu. Bunlara yakınlık duyan gazetecilerin kimler olduğu da biliniyordu. Yine de bir seviye, bir kalite hep vardı.

Şimdi bir bakanın şak şakçılığını yapan belli gazeteciler var.

AK Parti’nin hiçbir döneminde bu kadar aleni pompalama hamlelerine müsaade edilmemiştir.

AK Parti'nin sırtından taban oluşturma ezberleri bozulmalıdır.

Lafı fazla uzatmayacağım, rahatsızlık duyduğum medya ayağına dikkat çekeceğim.

AK Parti siyasetini yorumlamak Özışık kardeşlere ve Abdurrahman Uzun'a kadar düştüyse, bunların videoları AK Partili bir kısım kardeşlerimiz tarafından paylaşılıyorsa, gerçekten durup düşünmek gerekiyor.

AK Parti'ye ayar vermeye kalkan bu fırsatçılara AK Partili yetkililerin bir ayar vermesi gerekiyor.

AK Parti'yle bir müktesebatları olmasa da AK Partili bir bakanla müktesebatları var.

Ellerine kadar servis edilen bilgiler de oradan geliyor.

AK Partili yazarlar ve toplumbilimciler nerede diye soranlar da çıkacaktır mutlaka!

Çok ciddi yazılar yazılıyor, çok ciddi iç ve dış siyaset üzerine kafa yoranlar var.

Tek suçları tiyatro çevirmekten uzak durmaları.

Nedense onların kaleme aldıkları yazılar sosyal medya kullanıcıları tarafından kâle alınmıyor.

Yazılar hazırcı insanları yoruyor, okuyanlar da yazıyı sonlandıracak kadar takat gösteremiyor.

Çünkü onlar ne tezgahçı ne de işportacı!