Aday adayı, uçak modu, fal!
Üzerinde çok yoğun baskı vardı.
Aday adayı oldu.
Telefonu sürekli çalıyordu. Tebrikleri kabul ediyor, etrafındakileri önemsediğini gösterircesine görüşmeleri kısa tutuyordu.
Yanındaki arkadaşlarından biri dayanamadı, gizli numaradan o da aradı.
İlginç...
Yanında, sürekli telefonlara cevap veren arkadaşının telefonu meşgul çalmadığı gibi, telesekreter kaydı "Ulaşılamıyor" diyordu.
Bu duruma kafa yordu.
Arkadaşının telefonunu uçak moduna aldığını, zil sesi ayalarlarından telefonunu çaldırdığını, kendi kendine konuştuğunu düşündü. Tedbirliydi de aynı zamanda, konuşurken bir başkasının arama ihtimalinin önüne de geçmiş oluyordu.
Bir anda ayağa kalktı.
"Senden siyasetçi olur" dedi.
***
Seçim zamanıydı.
AK Parti Genel Merkez'deydim. Konur Alp Koz ziyaretime gelmişti.
Birlikte çıktık.
Kızılay'a geldiğimizde aday adaylarından biri aradı.
Yanında tanıdığım iki aday adayı daha varmış.
Kızılay'a geçmelerini söyledim.
Karanfil Sokak'ta uygun bir kafe aramaya başladık.
"Falcafe" bir anda yüzümü güldürdü, orada oturduk.
Aday adayı arkadaşı arayarak gelmeleri gereken adresi tarif ettim.
Kafede fal bakan iki kadın vardı.
Birine işaret ettim, geldi yanımıza.
"Birazdan üç arkadaşın geleceğini, üçünün de falına bakmasını, üçünün de aday gösterileceğini uygun cümlelerle söylemesini" istedim.
Kadın "Ben yalan söyleyemem, ne çıkarsa onu söylerim" dedi.
Fala bakma ücreti 10 liraysa 15 liraya anlaştık, yalanın bir de pazarlığını yaptık.
Zibidi, kaçırır mı fırsatı.
Arkadaşlar geldi. Kahveler içildi.
"Muhabbet olsun, bir fal baktıralım size" dedim, çağırdım kadını.
Üçünde de sırasıyla aynı tepkiler, aynı merak, aynı şaşkınlık, aynı mutluluk...
Severim ben insanları mutlu etmeyi!