14 Mayıs, FETÖ'yle hesaplaşmanın tavizsiz başlangıcı olmalıdır!
17 Aralık 2013'ten sonra değil 2005 yılından buyana görevi başında olduğu dönemde FETÖcü Konya İl Emniyet Müdürü Salih Tuzcu'yu karşıma aldım.
FETÖ'nün akademi, iş insanı, hukukçu ve sivil toplum örgütleriyle ilgili yüzlerce yazı yazdım.
Konya'da görülen bütün davaların savcılık iddianamelerinde köşe yazılarım ve yaptığım haberler yer aldı.
Yazmakla yetinmedim Sami Karahan, Fevzi Kayacan ve Selçuk Üniversitesi'deki puan yükseltme sahtekarlığıyla araştırma görevlisi yapılan FETÖcüler ve onları üniversiteye taşıyan jüri üyeleri hakkında suç duyurularında bulundum.
FETÖcülerin yargılandıkları davaları takip ettim, verilen ifadeleri ve çelişkileri paylaştım.
Ağır Ceza Hakimlerinin FETÖcüleri salıveren kararlarını eleştirdim, savcıların gözaltı süresini kullanmadan delilsiz FETÖcüleri mahkemeye sevk etmelerini komuoyuyla paylaştım.
Ağır Ceza Hakiminin şikayeti üzerine 1.5 yıl kesinleşmiş hapis cezası verildi. 2 yıl firari bir hayat yaşamak zorunda kaldım. Sonra yasa çıktı, yargıtay yolu açıldı, rahatladık. Savcının şikayeti üzerine 1 yıl 2 ay hapis cezası aldım, sonra berat ettim.
Onlarca FETÖcünün yargılanmasında gayretlerim oldu. Kaç düşmanım var, kimleri düşman edindim kim olduklarını bilmiyorum bile.
Konya'daki FETÖ yapılanmasını Nusret Argun olmasaydı kimse bu kadar çözemezdi, onlarla uğraşmaya kimse cesaret de edemezdi.
En büyük teşekkürü, takdiri Nusret Argun hakediyor.
O gün bunlara merhamet edilmeseydi, sır ortaklıklarına teslim olunmasaydı, babası sıpası üst kurullarda, mecliste değerlendirilmeseydi, hepsine hadleri bildirilseydi bugün ne yurtdışı FETÖ saldırıları olurdu ne de FETÖ muhalefeti dizayn edebilirdi.
Çakalı yaralı bıraktığında toparlanır daha hırslı saldırır.
FETÖ ve PKK'dan daha tehlikeli olanları onların siyasi, ticari ve bürokrat uzantılarıdır.
14 Mayıs, tavizsiz bir şekilde 15 Temmuz'un yeniden hesaplaşmasını başlatmalıdır. Bunların köklerini kurutmak gerekiyor. Çünkü yonca gibiler, bittikçe daha gür çıkıyorlar!